Venüs Geçişini Kaçırmayın

Uğur İkizler'in teleskobundan 8 Haziran 2004'deki geçiş. Diğer fotoğraflar ve açıklamalar için: http://www.ikizler.org

Bir gezegenin Güneş'in önünden geçişini izlemek hoş bir gökbilim olayıdır. Elbette böylesi bir geçişi ancak Merkür ve Venüs ile izleyebiliyoruz. Merkür Venüs'e göre daha küçük ve daha uzak olduğundan en ilginci Venüs'ü izlemek olacaktır. Bu geçiş sayesinde de Dünya ile Güneş'in arasındaki büyüklük farkını da daha net görebilirsiniz. Elbette arada uzaklık farkı var: Güneş yaklaşık 150 milyon km ve Venüs ortalama 45 milyon km uzağımızda yer alır. Bu da aslında Venüs'ün Güneş'e göre büyüklüğünün biraz daha küçük olması demektir. Her ne şekilde olursa olsun bu haliyle bile Venüs ve Dünya Güneş'ten çok ama çok küçükler.

Venüs geçişi 6 Haziran sabahı Güneş doğmadan önce başlayıp Güneş doğduktan 6 saat sonrasında kadar sürecek. Yapmanız gereken varsa teleskopunuza bir güneş filtresi takarak izlemek. Eğer yoksa aşağıdaki bağlantılardan basit bir gözlem aracı yaparak bu eşsiz ve bir sonraki 2117'de gerçekleşecek geçişi kaçırmamak.

Ayrıntılar için:



Devamı...>>

Şeytan Yıldızını Tanıyor musunuz?

Prof. Dr. Ethem DERMAN'ın izniyle...

Tanıdığınızdan eminim ama yine de bu konudaki yeni bilgiyi vermek istedim. Bu yıldıza aynı zamanda “Şeytan Başı” veya “Şeytan Gözü” de denmektedir. Kahraman takımyıldızının ikinci parlak yıldızıdır ve birinci parlak yıldızın güney batısında yer alır. Tüm mitolojilerde yeri vardır ve adı da eski uygarlıklardan gelmektedir. Parlaklığı 2.1 kadirdir ama dönemsel olarak sekiz saat süre ile parlaklığı 3.4 kadire kadar düşmektedir. İşte ışığı değiştiği ve Perseus (Kahraman ) masalları yüzünden bu adı almıştır. 1700'lerde örten değişen bir çift yıldız olduğu anlaşıldı ve daha sonra da gözlenen ilk tayfsal çift yıldızdı.




Bu yıldızı yakın zamanda çalışan finlandiyalı gökbilimciler ilginç bir bilgi ortaya koydular. Kahire Takvimi olarak bilinen bir papirüs'de ileri sürülen iki dönemden birinin Ay ile ilgili ama diğerinin şeytan yıldızının dönemini gösterdiğini ortaya attılar. Bundan tam 3200 yıl önce Mısırlılar şeytan gözünü gözlemişler ve dönemini saptamışlar, verdikleri dönem 2.850 gündü. Bugün çağdaş tekniklerle gözlenen sistemin dönemi ise 2.867 gündür. Örten değişen çift sistemler birbirlerine yakın olduğu için bileşenler arasında kütle transferi olur ve bu da sistemin döneminin değişmesine neden olur. Aynı zamanda doğan bileşenlerden büyük kütleli daha çabuk evrimleştiği için Roche şişimini doldurur ve birleşenine madde atar. İlginçtir ki bu sistemde madde atan bileşenin kütlesi daha küçüktür!


Bu sistemin mitolojik öyküsü çok uzun olduğu için bu yazıda değinmedim. Dürbünsüz, teleskopsuz görülen bu Şeytan'ın başı mı gözü mü herneyse siz hiç gözlediniz mi? Ama siz hemen tanıdınız değil mi Şeytan Yıldızını?

Devamı...>>

Satürn Yörüngesinde Bir Yumurta: Methone

Prof. Dr. Ethem DERMAN'ın izniyle...


Bu yumurtalar uzayda ne arıyor diye sorarsanız kütlesi küçük olan gökcisimleri bir türlü küreselleşemezler. Methone da bunlardan biri. Satürn çevresinde çalışmaya giden Cassin uzay aracının ilk bulduğu uyduydu. Bu uyduyu fotoğraflamak uzay aracının yörüngesi açısından zordu ama bilim insanları uyduyu Titan'a yönlendirdiklerinde 20 Mayıs günü Methone'un 1900 km yakınına geldi ve görüntüledi. Uzunluğu 3 km olan bu uyducuğun yüzeyindeki ayrıntılar fotoğrafta pek belli olmuyor. Satürn çevresinde 1 günde dolanan bu uyduyu hemen yakınında bulunan Mimas uydusu sürekli olarak tedirgin etmekte ve yörünge parametreleri az da olsa değişmektedir. 



Bu uydunun adını 2005 tarihinde Uluslararası Astronomi Birliği IAU koydu. Yunan mitolojisinde Uranüs'ün kanından döllenen, yeryüzünü simgeleyen tanrıça Gaia'nın çocukları ki hepsi Trakyalı devdi. Bunların en yaşlısı olan Alcyneus'un 7 güzel kızı vardı ve adları Alkippe, Anthe, Asteria, Chthonia, Drimo, Methone, ve Pallene. Olimpos dağındaki tanrıların savaşı sırasında babaları Herakles tarafından öldürülünce yedi kızkardeş kendilerini denize atmışlardır. Bunu gören denizler tanrısının eşi ve aynı zamanda deniz dibi tanrıçası Amphitrite onları buz kuşuna çevirmiştir. İşte Satürn'ün uydularından üç tanesi Anthe, Pallene ve Methone'nin adları buradan kaynaklanmaktadır.

Devamı...>>

Yaz Saati, Kış Saati ve Biyolojik Saat

Prof. Dr. Ethem Derman'ın izniyle...

Yılda iki kez saatlerin ileri-geri alınması biyolojik saatimize etki ettiğinden psikolojik ve sosyal yaşamımızı etkiliyor ayrıca ekonnomiye de etki ediyormuş. Bu saçmalığı her yıl yaşıyoruz ve biz yaşayanlar aslında nefret ediyoruz bu değişimden. Tüm dünyada yaz saati uygulamasından vazgeçen ülkelerin sayısı da azımsanmayacak sayıda. İşte son zamanlarda bu yaz-kış saati olmasın diyenlerin sayısı da ülkemizde arttı. Meclisimizin dilekçe momisyonu da toplanmış ve tüm kamu kurumlarının görüşünü alarak artık sürekli olarak yaz saatinin kullanılması için öneride bulunmuş ve bir milletvekilimiz de kanun taslağı hazırlamış. Bakınız; http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/dilekce/belge/kararlar/d23/gkcetvel29.pdf Bu konuda en kapsamlı incelemeyi ise Enerji bakanlığı yapmış ( http://www.enerji.gov.tr/duyurular/Ileri_Saat_Uygulamasi.pdf )



Bu dökümanları incelediğinizde Iğdır'dan geçen 45 derece doğu boylamı yani yaz saati sürekli kullanılsın isteğinin iki temel gerekçesi var. Birincisi bir çok ülke kendisinden değil daha doğusundan geçen boylamı esas alması, ikincisi ise enerji tasarrufu. İlk gerekçe doğru, ülkelerin çoğunda çalışan insanlar karanlıkta mesaiye başlıyorlar. Neden diye düşününce pek bir yanıt bulamıyorsunuz. Doğu ülkelerinde sabahleyin kalk, çalış diyen bir yönetime bağlayabilirsiniz, batıda ise akşamı erken yaparak eğlenmeyi mi istiyorlar diye düşünürsünüz. İkinci gerekçe üzerinde bir çok tartışma var. Dilekçe komisyonunun dökümanında 1984 yılında yaz saatine geçerek ne kadar elektrik tasarrufu yapıldığı yazılı, sadece binde beş (0.005) düzeyinde. Benim de hiç bir zaman aklım almamıştır bu tasarrufu zaten ama bu tasarruf varsa da çok küçük. Dolayısıyla ülkelerin çoğunun doğu boylamları seçmesi de enerji tasarruf etmek için değil.

Fotoğrafın üstündeki parça 30 derece boylamı aldığımızda, alttaki kısım ise 45 derece boylamı aldığımızda ülkemizde güneş ışığından en çok yararlanan bölgeleri gösteriyor, Doğal olarak ülkemizin batısı ile doğusu arasında 1 saat 16 dakika fark olduğu için veya 2000 km genişliğinde bir ülkemiz olduğundan güneş ışığından kışın ve yazın yararlanan bölgeler de farklı oluyor. Aslında sürekli olarak ABD'de ve Avustralya'da olduğu gibi iki farklı saat kullanmamız gerekir ama bu bizi iyice kaosa sürükler. Ekonomistlere göre kış saati kullandığımızda Avrupa ülkeleri ile yaz saati kullandığımızda ise doğu ülkeleri ile ekonomik faaliyetlerimiz daha kolay oluyormuş. Yani iki arada bir derede kalmışız da haberimiz yok.

Herkese sormuşlar, güya halka anket de uygulamışlar ama bir gökbilimciye sormamışlar. Bana kalırsa en iyisi yaz-kış saatinden vazgeçmek, bütün yıl aynı saati kullanmak. Peki hangi boylamı temel almamızı öneriyorsun diye sorarlarsa ne 30 ne de 45 dereceyi 37.5 dereceyi öneririm, tam ülkemizin ortasından geçen. O zaman Greenwich ile saat farkımız 2.5 saat olur. Buçuk da nereden çıktı derseniz ülkemiz için en hayırlı olanı budur. Peki başka böyle buçuklu kullanan var mı? Evet var, Hindistan, Venezüela, İran, Myanmar ve Avusturalyanın bir bölümü. Eğer sürekli olarak yaz saatini kullanırsak 21 Aralıkta Edirne'de saat 8:30'da, Ankara'da 8:00'de güneş doğacak. Edirne'deki memur arkadaşı düşünebiliyor musunuz? Güneş doğmadan 1 saat önce kalkacak, karanlıkta çocuklarını okula bırakacak ve işyerine geldiğinde güneş daha yeni doğuyor olacak. Halbuki benim önerim biraz daha insaflı yani sadece yarım saat.

Siz ne dersiniz? Düşüncelerinizi yorum bölümünde anlatabilirsiniz. Ben emekli olduktan sonra biyolojik saatim bozuldu sabah 4'de yatıyorum, öğlen 11'de kalkıyorum ama sizler biyolojik saatinizi koruyun.

Prof. Dr. Ethem DERMAN


Devamı...>>