Gökyüzünün İlginç Cisimleri: TYC 8241 2652 Yıldızının Diskine Ne Oldu?

TYC 8241 2652 Erboğa takımyıldızında, bizden 460 ışık yılı uzaklıkta bir yıldızın katalog adı, o nedenle uzun, biz bu yazıda ondan sadece TYC yıldızı diye sözedelim. Bu genç yıldızın çevresi toz bir disk ile çevrili, Güneş sisteminin ilk zamanlarına benzediği için gökbilimciler yıldızı sürekli gözetim aktında tutmuşlar. Yıldızın yaşı yaklaşık 10 milyon yıl olarak tahmin ediliyor ve bu yaşta yıldızlar çevrelerindeki maddelerin tamamını temizleyemezler özellikle ekvator bögesinde kalan ve yıldızı saran toz diskini. Bu diskten dünyamız gibi kayalık gezegenler oluşur. Toz diskler kırmızıöte bölgede, özellikle 10 mikron dalgaboyunda ışıma yaptıklarından fotoğrafları bu dalgaboyuna duyarlı kameralar ile alınır.

İlk Kırmızıöte bölgede çekilen fotoğrafı 1983 yılına ait. Gökbilimciler Mayıs 2008 tarihinde Şilideki Gemini Gözlemevi teleskoplarından biri ile aldıkları görüntü 1983 görüntüsü ile aynı. Gözlemeye devam ediyorlar ve Ocak 2009 da tekrar TYC yıldızını görüntülüyorlar ve ilginç bir durum ile karşılaşıyorlar. Disk ortadan yok olmuştur. Evrende hiçbir şey bu kadar hızlı gelişmediği için kendilerinin bir hata yaptığından şüpheleniyorlar ama olayın gerçek olduğu ortaya çıkıyor, çünkü NASA'nın WISE adlı Uzay teleskobu ile alınan kırmızıöte görüntüsünde de disk görünmüyor.

Bu toz disk nereye gitti, acelesi neydi diye sorarsanız gökbilimcilerin bu konuda da çeşitli modelleri vardır. Bu modellerden birinin adı “Çarpışma Heyelanı”, buna göre disk içinde iki büyük cisim çarpıştıklarında çevrelerine çok ince toz parçacıkları püskürtür. Yıldızdan çıkan elektromanyetik ışınımın basıncı bu ince tozları sistemin dışına atar. Bu süreç diskteki diğer parçacıklara da uygulanır ve çarpışma heyelanı çok hızlı olur. Bu araştırmadan çıkaracağımız önemli sonuç evrenin kırmızıöte bölgede gözlenmesi bize çok şey öğretir ki bu nedenle DPT desteği ile 4 metrelik teleskobu ile Doğu Anadolu Gözlemevini kurmaya çalışıyoruz.



Prof. Dr. Ethem DERMAN
Devamı...>>

Pluto'nun Beşinci Uydusu Bulundu


Hubble Uzay Teleskobu keşiflerine devam ediyor. Pluto'nun dördüncü uydusunu da bulmuştu. Bu uydu çok küçük ve düzensiz bir şekle sahip, 12x33 km boyutlarında, yani yumurta gibi diyebiliriz. Haziran ayının son günlerinde ve Temmuz ayının ilk günlerinde çektiği dokuz görüntünün analizi sonucu beşinci uydu bulundu. Amerikalı gökbilimciler Pluto'ya hala gezegen demekte ısrar ediyorlar ve bu cisimle ilgili araştırmalarına devam ediyorlar. Bu konuda çalışan bir araştırmacı takımı Pluto'nun uydularının kökenini yine o bölgede var olan ve Pluto büyüklüğündeki bir gökcismi ile çarpışması sonucu meydana geldiğine inandıkları için bu gözlemi yaptılar ve bu şekilde beşinci uyduyu buldular.


Geçtiğimiz yıllarda Pluto'yu incelemek için atılan Yeni Ufuklar (New Horizons) uzay aracı 2015 yılında bu cüce gezegenin yanından geçecek, çevresinde bir yörüngeye girmeyecek. Bu küçük uydunun bulunması Yeni Ufuklar ile çalışan gökbilimcilere yararı fazla olacak çünkü ona göre yönlendirecekler. Bu uzay aracı saatte 54 000 km hızla Pluto'nun yanından geçeceği için çevrenin çok iyi bilinmesi gerekiyor, küçük bir göktaşı ile çarpışması dahi uzay aracını yokeder. Son bulgulardan sonra Pluto çevresinde bol miktarda küçük parçacıkların olduğunu yani onun da bir anlamda halkası olduğunun belirteci.

Pluto cüce gezegeninin ilk uydusu 1978 yılında bulundu. Çapı 1040 km olan Charon Pluto'ya çok yakındı. Yani Pluto üzerinde oturursanız gökyüzünün yarısını kaplıyordu, tabii kimse oturmadı orada. 2005 yılında yine Hubble Nix ve Hydra (çapları sırasıyla 32 ve 113 km) uydularını buldu. Geçtiğimiz yıl hemen hemen aynı günlerde yine Hubble çapı 13 ile 34 km arasında olduğu tahmin edilen P4 uydusunu bulmuştu. Bir anlamda yeni bulunan P5 uydusu, P4 ile aynı.

Pluto Güneşe ortalama olarak 5.87 milyar km uzakta, yani GüneşDünya uzaklığının 39 katı. Hubble bu fotoğrafı 5.7 milyar km uzaklıktan çekti ve düzensiz şekle sahip beşinci uyduyu buldu. Bu uzaklıktan bu kadar küçük bir gökcismini görmesi aslında olayın en ilginç yanı. P5 uydusunun çapını ortalama 20 km alırsak ve bir nohut büyüklüğünü de 0.5 cm alırsak bu demektir ki Edirnedeki bir fotoğraf makinesi Hakkari'deki bir nohot tanesini görebiliyor. İşte buna kameranın ayırma gücü diyoruz.


Prof. Dr. Ethem DERMAN
Devamı...>>