tag:blogger.com,1999:blog-23579304111042776512024-03-13T06:28:51.701+03:00Gök BilgiÜmit Fuat Özyarhttp://www.blogger.com/profile/12451489854127250450noreply@blogger.comBlogger163125tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-8988074305709244862014-07-06T19:25:00.003+03:002014-07-06T19:25:47.928+03:00Gökyüzünün Güzellikleri: Maymun Başı Bulutsusu<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Prof. Dr. Ethem Derman' ın kaleminden...<br /> <br />
Orion takımyıldızında bulunan bu bulutsu bizden 6400 IY uzaklıkta.
Gökbilimdeki adı NGC 2174. NGC 2175 açıkyıldız kümesi ile içiçe. Amatör
fotoğrafçılar buna Maymunbaşı demişler, ne kadar da haklılar değil mi?
Bulutsu bir yıldız dğumevi. Doğmuşlar ve yaşıyorlar ama yeni yıldız
oluşturmak için materyal kalmamış, hastahaneyi kapatıp doktorları
salıverm<span class="text_exposed_show">iyorlar ama. Buna neden de yeni
oluşan yıldızların güçlü ışınım ve rüzgarları ile var olan bulutun
dışarı atılması sonucu yeni doğum olmuyor. Görünen parlaklığı 6.8 kadir
olduğu için gelecek kış proğramıma aldım bu güzeli.<br /> <br /> Bu güzel
fotoğrafı amatör gökbilimci Peter Shah çekmiş. Kullandığı filtreler
Halfa, SII ve OIII. Birinci filtrede 30 dakika diğer ikisinde 50'şer
dakika poz vermiş ve çektiği bu üç görüntüyü işleyerek birleştirmiş. Bu
güzel görüntü için teşekkür ediyoruz. Sakın maymun diye beğenmemezlik
etmeyin. Ben yaratılanı yaratandan dolayı seviyorum. Gökyüzü her zaman
güzeldir. </span></span></span><br />
<br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show">Sevgilerimle...</span></span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Gökyüzünün Güzellikleri: Maymun Başı Bulutsusu" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1b4r12HGsbj7-ayohHPiFdEjQcDh4GMDz-hCWu_Mp-7INkby1nzhyEfjMluyxqQgdOV-xa5Mxz9s6pV3qzegmXdoEelDtGsifPlLlvk5c-cVzIRoLpE4mUThtCvlZgabOG8JZjrPZXu1i/s1600/1782373_10152134485143521_2121499860_o.jpg" height="428" title="" width="640" /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-22254486670497153122014-07-05T17:44:00.003+03:002014-07-05T17:49:14.951+03:00IC 4406 : Dört Köşeli Görünüme Sahip Bir Bulutsu<span class="userContent">Yuvarlak bir yıldız nasıl olur da köşeli bir bulutsu meydana getirebilir? </span><br />
<span class="userContent"><br /> Bu bilmece, IC 4406'ya benzer gezegenimsi bulutsular incelenirken gündeme geldi. Kanıtlar, IC 4406'nın içi boş bi<span class="text_exposed_show">r
silindir olduğuna ve köşeli görünümünün de bizim bakış açımızdan
silindiri yandan görmenin bir sonucu olduğuna işaret etmektedir. Eğer IC
4406 tepeden görülebilseydi, büyük bir ihtimalle Halka Bulutsusu'na
benzeyecekti. Sıcak gaz silindirin uçlarından akıp giderken, koyu renkli
toz ve gaz moleküllerinden meydana gelen iplikçikler, çevre duvarları
dantel gibi sarmaktadır. Bu yıldızlararası heykelin birinci dereceden
sorumlusu olan yıldızı, gezegenimsi bulutsunun merkezinde
bulabilirsiniz. Birkaç milyon yıl sonra IC 4406'nın içerisinde
görülebilir olan kalan tek şey, solmakta olan beyaz cüce bir yıldız
olacaktır. <br /> </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="IC 4406 : Dört Köşeli Görünüme Sahip Bir Bulutsu" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoVdgiBmxJhGEmPrJwBRv2L3SITDBPM0MoUmxxeBQzC1PKgzhmKRxN3z3fM09GIqJboQkYtoUxraC4cxA04H3nzjzjXtYG5W1scHvL7f7lss5pwbcztxQ1ot6d6-DihGyVhhtbHzBdukkZ/s1600/ic4406_hst_big.jpg" height="418" title="" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="userContent"><span class="text_exposed_show">C. R. O'Dell (Vanderbilt
Üniversitesi) ve diğerleri, Hubble Miras Takımı, Amerikan Ulusal
Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Bulutsu (GGG)</span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-1847961747360156642014-06-24T16:28:00.003+03:002014-06-24T16:28:16.044+03:00Venüs' ün Yüzeyi ve KraterleriVenüs'te, muhtemelen sınırlı bir bilginin ötesinde, levha tektoniği
konusunda bir kanıt yoktur. Gezegenin, en azından yakın geçmişinde,
geniş bazaltik lav ovalarının püskürmesiyle ve daha sonra da bunların
üzerinde yanardağların oluşmasıyla, ısı transferi gerçekleşmiş
görünüyor.<br />
<br />
Magellan aracının yaptığı araştırmanın en
çarpıcı bulgularından birisi, gezegende çarpma kraterlerinin az
olmasıdır. Çapı bir kilometreye kadar olan ve gezegene çarpması halinde,
15 kilometre genişliğinde kraterler açabilecek meteoridler, Venüs'ün
atmosferini delip geçememektedir. Ama işin ilginç yanı, daha büyük çaplı
kraterlerin de son derece az olmasıdır. İç Güneş Sistemindeki asteroid
ve kuyruklu yıldızların gözlenen bolluğu ve Ay yüzeyindeki kraterlerin
sayısı, Venüs'e çarpacak göktaşları konusunda bir fikir vermektedir. Bu
ise her bir milyon yıl için 1,2 krater olarak düşünülmektedir. Magellan
ise, gezegen düzeyine rasgele dağılmış, yalnızca 963 krater
sayabilmiştir. Bunun anlamı ise gezegenin ilk 3,7 milyar yıllık tarihine
ait kraterlerin, bir biçimde örtülmüş olmasıdır.
http://www.yaklasansaat.com/gezegenler/venus/venus.asp<br />
<br />
Krater
azlığı, Dünya için de geçerli bir olgudur. Kendi gezegenimizde, eski
kraterler rüzgâr ve su tarafından aşındırılmaktadır. Venüs'ün yüzeyi,
suyu bulunduracak sıcaklığın kat kat üzerindedir. Gezegenin yüzeyindeki
rüzgâr hızı da oldukça düşüktür. Erozyon da olmadığından, kraterleri
aşındıracak ve sonunda tümüyle silecek süreçlerden, sadece volkanik ve
tektonik etkinlikler kalmaktadır. Venüs'teki kraterlerin büyük
çoğunluğu, taze görünmektedir. Venüs'te daha çok keskin olmayan, inişli
çıkışlı yüzeyler ve aynı zamanda çeşitli geniş çukurlar vardır.<br />
<br />
Venera
8 uzay aracı, gama ışını tayfıyla, Venüs kayalarında doğal
radyoaktivite ölçümü yaptı. Ve uranyum, toryum ve potasyum oranının,
Dünya kabuğundaki volkanik kayalardakiyle aynı oranda olduğu görüldü.
Vega 2 den atılan modül Aphrodite bölgesinde, Dünya'da ender bulunan
kaya parçaları bulmuştur. Bu tür parçalar, Ay ve Mars'ın daha yaşlı
bölgelerinde bulunmaktadır. Bunların yaşları, 3,8 ile 4,6 milyar yıl
arasında belirlenmiştir.<br />
<br />
Venüs'ün yavaş dönmesinden dolayı, Güneş rüzgârlarını engelleyen, güçlü bir manyetik alanı, muhtemelen yoktur.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Venüs' ün Yüzeyi ve Kraterleri" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-e6ODDUULDKr3Y6_YzhLKKmi_h-CqUAvcDdXJvTqaNJb4PDM8ej-dwePLPZYGROscnONyTmaewOK6exCV1ZTSsR5xPjA1EhS2cpPOn_PywHMd1ow0XaHL5VPtlpSdW-lZ4ND4LqnTtwS9/s1600/venus-card.jpg" height="626" title="" width="640" /></div>
1991 - NASA/JPLAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-308310883077544012014-06-18T13:45:00.002+03:002014-06-18T13:45:51.069+03:00Arp 271'in Çarpışan Sarmal Gökadaları<span class="userContent">NGC 5426 ve NGC 5427 sarmal gökadaları birbirlerinin yanından çok
tehlikeli bir yakınlıkta geçiyor; ancak büyük bir olasılıkla ikisi de bu
çarpışmayı parçalanmadan atlatacak. Gökadalar çarpıştığında,<span class="text_exposed_show">
sıklıkla büyük olan gökada daha küçük olanı yutar. Bu örnekte ise, her
biri yayılmış uzun kollara ve küçük bir çekirdeğe sahip olan bu iki
sarmal gökada, oldukça benzer büyüklüklere sahip..<br /> <br /> Gökadalar
önümüzdeki birkaç on milyar yıl içerisinde ilerlerken, kütleçekim
dalgaları nedeniyle bir araya toplanacak gaz içerisinde yeni yıldızlar
doğacak olsa da, mevcut yıldızlar muhtemelen çarpışmayacak. Şili'de
bulunan 8 metrelik İkizler (Gemini)-Güney Teleskobu ile çekilen görüntü
yakından incelendiğinde, bu iki devi birbirine bağlayan geçici bir
malzeme köprüsü ortaya çıkıyor.<br /> <br /> İkisi birlikte Arp 271 olarak
bilinen etkileşim içerisindeki bu gökada çifti, yaklaşık 130.000
ışıkyıllık bir alanı kaplamakta olup, Başak Takımyıldızı yönünde
yaklaşık 90 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. <br /> <br /> </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Arp 271'in Çarpışan Sarmal Gökadaları" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0QZ-rhXV09wAFJGPsKa9TZsCEkZF8dwvossBZ2z_ozbf4DrIET1SPlBiV9lSaZB05E30itWD2k7b4BnhAKm9UwPECsfhK54uRuQ_Xe33IvOTI833CjqM-FAznK6kDZThb-Ob4pwXybvNr/s1600/10307196_1436023216670078_7113737788012156844_n.jpg" height="600" title="" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> İkizler Gözlemevi, İkizler Çoklu Tayfçekerleri-Güney, ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF)</span></span><br />
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-82010504281876928882014-06-17T17:57:00.001+03:002014-06-17T18:00:39.629+03:00Üçlü Gökada Sistemi: Arp 274<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Gördüğünüz
Arp 274, (ayrıca NGC 5679 Grubu olarak da bilinir) Başak takımyıldızı
yönünde yaklaşık olarak 400 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan ve NGC
5679A, NGC 5679B ve NGC 5679C'den oluşan üçlü bir gökada sistemi.<br /> <br />
Merkezi şişkinlikler sarımsı yaşlı yıldızlara ev sahipliği yapar. Adeta
birer yıldız üretim fabrikası olan Sağdaki ve soldaki gökadalarda
bulunan parlak mavi bölgelerdeki genç mavi y<span class="text_exposed_show">ıldızlar
ve pembemsi bulutsular sarmal kollardan dışarıya doğru uzanmaktadır.
Yıldızlararası toz, parlak arka plana karşı bir siluet gibi görünür. Sağ
taraftaki gökadanın hemen üzerindeki iki parlak yıldız, aslında bizim
gökadamız içerisindedir.<br /> <br /> Üç bileşenli bu sistemin kırmızıya
kayma ölçümleri (soldan sağa): 7483 km/sn, 8654 km/sn ve 7618 km/sn'dir.
Geleneksel yorumlamaya göre bu üç gökada da benzer bir mesafededir...</span></span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-WGY5Z691OXnr_7APCNlcEzpZxQIGcyUv51RDGa0n0hxU3I4deHpg2Mg_qcdUs7MgKrnyf0HAuGqqg562XYjmu4j62kSI_5P2aCkwuW8MYPVO83k968eXhwIKskqhGxrkOP7kmA-Nodf1/s1600/1801257_1394371257501941_2066511673_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-WGY5Z691OXnr_7APCNlcEzpZxQIGcyUv51RDGa0n0hxU3I4deHpg2Mg_qcdUs7MgKrnyf0HAuGqqg562XYjmu4j62kSI_5P2aCkwuW8MYPVO83k968eXhwIKskqhGxrkOP7kmA-Nodf1/s1600/1801257_1394371257501941_2066511673_o.jpg" height="380" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Hubble Uzay Teleskobu ' nun gözünden Arp 274..</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-74754081809038934972014-06-15T20:54:00.001+03:002014-06-15T20:54:09.155+03:00Buzların Altında Okyanus Var mı?<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Prof. Dr. Ethem Derman' ın kaleminden...<br /> <br />
Bu kuramı destekleyen en büyük kanıt gökcisimlerinin içinde
oluşumlarından kalan bir sıcaklığın olması. Bezer ikinci kanıt ise
tedirginlik etkisi ile uyduların iç ısılarının artması. Çok tipik iki
örnek de Jüpiter'in ısıttığı Europa ve Satürn'ün enerji aktardığı
Enceladus. Özellikle sonuncu uydunun güney kutbundan fışkıran suyun
hemen donarak buz yağmuru oluşturma<span class="text_exposed_show">sı,
ileri sürülen buzların altında okyanus olması kavramını
güçlendirmektedir. Jüpiter'in daha dışta bulunan Galileo uyduları
Callisto ve Ganymed'de de yine kalın buz katmanının altında okyanuslar
olduğu ileri sürülmektedir.<br /> <br /> Buradaki fotoğraf ise aynı kavramın
Pluto'nun uydusu Charon'a uygulanmış şekli. Charon'un okyanuslarından
Pluto'nun görünüşünü bir ressam çizimi ile görmektesiniz. Bu uydu şimdi
Pluto ile senkronize olmuş durumda yani bizim ayımız gibi hep aynı
yüzünü Pluto'ya göstermektedir. Fakat bu evreden önce sözkonusu
tedirginlik kuvvetleri etkiliydi ve Charon'un yüzeyinde ki buzları
çatlatmış olabilir düşüncesi Amerikalıları çok sevindiriyor. Bu
çatlaklar o kadar derin olabilir ki altındaki okyanusları görme
zamanımız geldi diyorlar.<br /> <br /> Pluto'nun gezegenlikten atıldığı 2006
yılında "Yeni Ufuklar" adlı uzay aracını NASA fırlattı ve 2015 yılının
Temmuz ayında hedefine ulaşacak olan bu uzay aracının göndereceği
bilgiler tüm ABD vatandaşları tarafından merakla beklenmektedir. ABD'nin
tek bulduğu gezegen Pluto'nun ikinci lige düşürülmesini bir türlü
hazmedemiyenlere bilim insanları da duymak istediklerini vermekte
gecikmiyorlar. Yüzey sıcaklığı -229 C olan buzlar dünyasından bakalım
ne haberler gelecek. Benim ilk beklentim onun da bir halkası olduğu
şeklinde. </span></span></span><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"></span></span></span><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show">Sevgilerimle...</span></span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Buzların Altında Okyanus Var mı?" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgyPeUROjxMGksC1FfguYZAjmdG6j9wm4Y_tBcMMOt4OwNonO6q14nlzfpudTy9CkLLHLBwZGy1oMBehHQ6h5uo7l3NBaCS7Stv2CdCsL338WQr_yyrc1aqGAGOCRCLw08t9YO6zqZ6FI1d/s1600/10483088_10152323904028521_8028084206383125689_o.jpg" height="512" title="" width="640" /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-2934799392297570042014-06-14T17:57:00.003+03:002014-06-14T17:57:33.637+03:00NGC 2683 : Yandan Görülen Sarmal Gökada
Sarmal gökada NGC 2683'ün merkezinde bir uçtan diğerine uzanan bir çubuk mevcut mu acaba?<br />
<br />
Bir çubuğa sahip olan Samanyolu Gökadamıza bu kadar benziyor olunca, insan öyle olduğunu düşünüyor. Gelgelelim, böyle neredeyse tam yandan görünür olunca söylemesi zor. http://www.bulutsu.org/ggg/ggghakkinda.php<br />
<br />
Öyle yada böyle, kayıtlara NGC 2683 olarak geçen bu muhteşem evren adası kuzey yarımküre takımyıldızlarından Vaşak (Lynx) içerisinde ve bizden yalnızca 20 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Yer temelli Subaru ve uzay temelli Hubble teleskoplarından alınan veri ve görüntülerin birleştirilmesi ile elde edilen bu uzay manzarasında NGC 2683 neredeyse tam yandan görülürken, arka planda da daha uzak gökadalar etrafa yayılmış olarak görünüyor. Kayda değer ölçüde parlak olan gökada çekirdeği, sarımsı ışık saçan çok miktarda yaşlı yıldızdan gelen ışığın karışımından oluşuyor. Yıldızlardan gelen bu ışık aynı zamanda gökadanın yıldız oluşum bölgeleri içerisinde ortaya çıkmış genç yıldız kümelerini ele veren, mavi ışıltılarla bezeli kavisli sarmal kollar boyunca uzanan toz şeritlerini de karaltı haline getirmekte. <br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"></span></span></span><br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"></span></span></span><br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"></span></span></span><br />
<br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="NGC 2683 : Yandan Görülen Sarmal Gökada" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy20bEP0Bqbl9RL8uGw__VF0Yp7PgnmfwTXZkBAktDqvUhnQT1WNOeZ_GMOrJqAGDc5BlVpjJJ557ShiUidvhDMKy5pPMMJXKjk4eUefANaD-ZYoVOUUPRy3_h39hFuc7p_bmSKLF6Hd63/s1600/10264893_1416256821980051_6242370074466015502_n.jpg" height="481" title="" width="640" /></div>
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"> </span></span></span><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show">Subaru Teleskobu , Hubble Uzay Teleskobu, Robert Gendler</span></span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-80985758135573322672014-06-13T18:47:00.000+03:002014-06-13T19:31:56.376+03:00Uçan Daire' ye benzeyen Uydular: Pan ve Atlas<br />
Satürn'ün uçan daireleri andıran uyduları Pan ve Atlas, görünüşleriyle dikkat çekiyor. Peki Neden Uçan Daire' ye benziyorlar?<br />
<br />
Uzmanlar, Satürn gezegeninin 14 küçük uydusunun çok düşük yoğunluğa
sahip olduğunu ve bu şekillerin uyduların kendi halkalarından üzerinden
büyümeleriyle ortaya çıktığını keşfetti.<br />
<div class="text_exposed_show">
Küçük moleküllerin halkalar içinde birlikte kaynaşmaları çekimsel
anlamda mümkün olmadığından, bir sıçrama noktasına ihtiyaç duyuyorlar.
Bu nedenle sahip oldukları halkalar üzerinden büyümeye devam ederek bu
görünüme ulaşıyorlar.<br />
<br />
Bu süreçle, bir uydu nispeten Satürn'e
yakın olsa bile büyüyor. Sonuçta bir halka bölgesi uydusu, buz halindeki
çekirdeğinin yoğunluğunun üçte ikisi büyüklüğüne ulaşıyor. Çekirdek,
gözenekli, buz halka materyallerinden oluşan kalın bir kabukla
kaplanıyor ve ortaya bu "uçan daire" benzeri görünüm çıkıyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Uçan Daire' ye benzeyen Uydular: Pan ve Atlas" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1xtBwdpBH0590bcMeGyCAiJnuTPTRnt92OiQdbSpDHpmaQOEPTNQrTCsE5e3NeXgjHGRD4P0R96PQRU-bms1F2rjmMc9sPoHtZk7fWUyAMAjqTCOUeccXiif3_mzdNGS4PI01rN4k9l3O/s1600/10150752_1404487456490321_375744059_n.jpg" height="324" title="" width="640" /></div>
İki uydudan bir tanesinin bir ressam tarafından tasvir edilişi.<br />
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-29891343312456665592014-06-12T15:22:00.001+03:002014-06-12T15:41:36.336+03:00Mars'ın uydusu Phobos'ta beysbol oynasak ne olurdu ?<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Mars'ın iki uydusundan biri olan Phobos dikkat çekici bir uydudur.
Küçük olduğu için çekimsel ivmesi çok azdır. Yerçekimi kuvvetli
değildir (Dünya'nınkinin binde biri kadar).Dünya yüzeyinde bir metre
sıçramak için harcadığımız çaba, Phobos'ta bir kilometre sıçramamızı
sağlar. Zıplaya zıplaya Phobos'u turlamak hiç de zor değildir. :)<br /> <br /> Phobos'ta beys<span class="text_exposed_show">bol
oynamak çok ilginç olurdu. Çünkü Phobos'un yörüngesine bir cisim
sokabilmek için gereken fırlatma hızı sadece saatte otuz kilometre
kadardır. Amatör bir beysbolcu topu rahatlıkla Phobos'un yörüngesine
sokabilir. Phobos'tan kaçış hızı ise sadece kırk beş kilometre
kadardır,bu hıza da profesyonel bir beysbolcu kolayca ulaşır. Phobos'tan
kaçan bir beysbol topu Mars'ın çevresinde yörüngeye girer. Phobos tam bir
küre olsaydı burada yaşayan yalnız bir astronot beysbol benzeri ilginç
bir oyun oynayabilirdi. Topu otuz-kırk beş kilometre hızla ufka doğru
fırlattıktan sonra öğlen yemeğini yemek için evine gidebilirdi,çünkü
topun Phobos'u dönüp gelmesi iki saati alacaktı.Yemekten sonra sopasını
eline alıp topu attığının tersi yöne yüzünü çevirerek beklemeye
başlardı. İki saat önce attığı topa bu kez sopa ile vurması çok kolay
olurdu: Topun ufukta gözükmesi ile beysbolcunun vuruş alanına girmesi
arasında on beş saniye geçecektir. Her hangi bir nedenle ıskalarsa,iki
saat uyuduktan sonra gelip bu kez bir yakalayıcı eldiveniyle topu
tutmayı deneyebilirdi. Ancak Phobos girintili çıkıntılı olduğundan oyun
anlatttığım kadar kolay oynanamazdı.Ayrıca Phobos'da gündüz dört saat
sürer, bu nedenle ya aydınlatma gereklidir ya da oyun,bütün
fırlatma, vurma ve yakalama işleri hep gündüz yüzünde geçecek biçimde
oynanmalıdır.</span></span></span><br />
<br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show">Carl Sagan- Kozmik Bağlantı</span></span></span><br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"></span></span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6r6FiOTDOtoWwTq6PlcFpOAenTR99YKqdbCQQQtOCLmMYzKNuyMvUnuJRpBP2XjEPuSEsGQRmS9z26U9o0PIB2lPnE4isQkElb68iD9W6W9GFEXYvbo_lyNDNS78xF6_o90ymZTPvmb0c/s1600/1511898_1398665180405882_1636696767_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Mars'ın uydusu Phobos'ta beysbol oynasak ne olurdu ?" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6r6FiOTDOtoWwTq6PlcFpOAenTR99YKqdbCQQQtOCLmMYzKNuyMvUnuJRpBP2XjEPuSEsGQRmS9z26U9o0PIB2lPnE4isQkElb68iD9W6W9GFEXYvbo_lyNDNS78xF6_o90ymZTPvmb0c/s1600/1511898_1398665180405882_1636696767_n.jpg" height="626" title="" width="640" /></a></div>
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"> </span></span></span><br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"> NASA/JPL/Arizona Üniversitesi </span></span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-17272484493711294462014-06-11T18:25:00.004+03:002014-06-11T18:25:44.632+03:00Gezegenimsi Bulutsu Abell 7<br />
<span class="hasCaption"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_53987312010612544643992">
<span class="text_exposed_show"> </span>Gezegenimiz göklerinde Avcı'nın hemen güneyinde, Tavşan Takımyıldızı
içerisinde yer alan ve çok soluk bir gezegenimsi bulutsu olan Abell 7
bizden yaklaşık 1800 ışıkyılı uzaklıkta yer alır. Çevresi Samanyolu
yıldızları ve aynı doğrultuda yer alan uzak gökadalarla çevrili bulunan
ve yaklaşık 8 ışıkyıllık bir çapa sahip olan bu gezegenimsi bulutsunun
kabaca küre şeklindeki biçimi,
teleskopla çekilen bu görüntüde ana hatlarıyla gözler önüne serilmiş
durumda..</div>
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_53987312010612544643992">
</div>
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_53987312010612544643992">
Bulutsunun içerisindeki güzel ve karmaşık detaylar dar bant
süzgeçler kullanılarak daha belirgin hale getirilmiş. Hidrojen ve azot
atomlarından salınan ışığın kırmızımsı tonlarda, oksijen salımlarının
ise mavimsi yeşil tonlarda haritalanması, normalde gözümüzle tam olarak
algılayamayacağımız bu gezegenimsi bulutsuya biraz daha doğal bir hava
katmış. Bildiğiniz gibi, gezegenimsi bulutsular bir yıldızın evrim
süreci içerisinde çok kısa bir ömre sahip olan nihai aşamadır. Güneş
benzeri yıldızlar bu aşamada dış katmanlarını fırlatıp uzaya atarlar.
Bizim yıldızımız da yaklaşık beş milyar yıl içerisinde bu aşamaya
ulaşacaktır. Abell 7'nin yaklaşık 20.000 yaşında olduğu tahmin ediliyor.
Bulutsunun artık iyice solgunlaşmış görünen merkez yıldızı ise yaklaşık
10 milyar yaşında olan bir beyaz cücedir. <br /><div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_53987312010612544643992">
<span class="text_exposed_show"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Gezegenimsi Bulutsu Abell 7" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNpc6hGpDsixz2M55yc5whe-uMn_1rSM4vJM9XSG1dmkQYbaZeQAbB63WOxCLaICmY14sl9FTT4O0DMKYksakFexu-CuiQgXqCIG0PBbbDPlA3VzKxxJgmHS-G6AXayH8S6fMSNv3JuiAk/s1600/7537_1390200497919017_1653604751_n.jpg" height="528" title="" width="640" /></div>
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_53987312010612544643992">
<span class="text_exposed_show"> </span><span class="hasCaption"><span class="text_exposed_show"> Görüntü Katkısı : Don Goldman</span></span></div>
<br /></div>
<br />
<br />
<br />
<span class="hasCaption"></span><br />
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_53987312010612544643992">
<br /><span class="hasCaption"></span></div>
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-3147301271743270002014-06-10T20:58:00.000+03:002014-06-10T20:58:10.940+03:00Anten Gökadaları Çarpışıyor..!<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Karga Takımyıldızı'nda iki gökada kavgaya tutuşmuşlar...</span></span><br />
<br />
<span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption"> İki gökada çarpıştığında, onları meydana
getiren yıldızlar genellikle çarpışmazlar. Bunun nedeni, gökadaların
çoğunlukla boş alanlardan meydana gelmeleridir. Ayrıca, ne kadar parlak
olursa olsun yıldızlar bu boşluğun yalnızca küçük bir kısmını kaplarlar.
Yüz milyonlarca yıl s<span class="text_exposed_show">üren yavaş
çarpışma sırasında, yine de gökadalardan biri diğerini çekim kuvvetiyle
parçalayabilir ve her iki gökadada bol miktarda bulunan gaz ve toz da
gerçekten çarpışır. Devlerin bu çarpışmasında, kocaman molekül
bulutlarına işaret eden koyu renkli toz sütunları, gökadaların dövüşü
sırasında sıkışarak, bazıları dev yıldız kümeleri halinde kütleçekimsel
olarak birbirine bağlı milyonlarca yıldızın hızlı doğumuna neden
olmaktadır. <br /> <br /> </span></span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4rjz3GgKhTSB5d2uUezR7vDJ5EGNJGK0dCQGImYK9zAoh1_nkwkRxP6ASdPhgILBhuNiVNJFtSFYlkzF9UiW5e2b1iK_ad6oiXC_J8gaE9mrRxBT9AeUaYFZcDKFiapGJTetKewt6VGDV/s1600/1975242_1395416570730743_878170390_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4rjz3GgKhTSB5d2uUezR7vDJ5EGNJGK0dCQGImYK9zAoh1_nkwkRxP6ASdPhgILBhuNiVNJFtSFYlkzF9UiW5e2b1iK_ad6oiXC_J8gaE9mrRxBT9AeUaYFZcDKFiapGJTetKewt6VGDV/s1600/1975242_1395416570730743_878170390_n.jpg" height="518" width="640" /></a></div>
Hubble Miras Arşivi, NASA, ESA, Davide CovertaAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-5847702488714247852014-06-09T17:46:00.002+03:002014-06-09T17:46:48.800+03:00Venüs'teki Sera EtkisiVenüs'ün Güneş Sistemi'ndeki en sıcak
gezegen olduğunu bilmek size şaşırtıcı gelebilir. 460 derece (735
Kelvin) gibi global bir sıcaklıkla, Venüs'ün yüzeyi kurşun eritmek için
yeterince sıcak. Eğer bizler Venüs yüzeyinde dursaydık, atmosfer
basıncının deneyimini dünyadakinden 92 kat daha fazla yaşayacaktık. Peki
neden Venüs bu kadar sıcak ?<br />
<br />
Venüs'ün alışılmadık yapısı ve yaşama düşman koşulları, atmosferinin yapısıyla da yakından ilgili görünmektedir. S<span class="text_exposed_show">u
buharı, çok küçük ölçeklerde bulunsa da, Karbondioksitin zapt edemediği
dalga boylarında, morötesi ışınımı soğurmaktadır. Kükürtdioksit (SO2)
ve öteki kükürt gazlarıysa, aynı ışınımın daha başka dalga boylarını
yakalamaktadır. Tüm bu sera gazlarının, bir arada etkileleri, Venüs
atmosferini, Güneş ışınlarına geçirgen, ama geri dönen ısı ışınımına
kapalı hale getirmektedirler.</span><br />
<div class="text_exposed_show">
Sonuçta yüzey sıcaklığı, atmosfer olmaksızın alacağı değerin, üç katına
yükselmektedir. Gerçekte sera etkisinin, yüzey sıcaklığında yol açtığı
artış, yalnızca % 15 dolayında olmalıdır. Şayet Yanardağ lavları,
Venüs'ün yüzeyini 800 milyon yıl önce yeniden kapladılarsa, kısa bir
süre içinde atmosfere çok yoğun ölçeklerde sera gazları atmış olmaları
gerekir. Bu yoğun volkanik dönemde, gezegen yüzeyi, 1-10 kilometre
yüksekliğinde bir lav tabakası ile örtülmüş olmalıdır.<br />
<br />
Bu
durumda, atmosferdeki Karbondioksit miktarında fazla bir oynama
gerçekleşmiş olamaz. Çünkü zaten bu gaz, atmosfer de çok yoğun
miktarlarda bulunmaktaydı. Ancak atmosferdeki su buharı 10;
Kükürtdioksit de 100 kat artmış olmalıdır. Su buharı ve Kükürt, büyük
miktarlara erişince, sera etkisini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda
bulutları da kalınlaştırmaktadır. Bulutlar ise Güneş ışınlarını, uzaya
geri yansıtıp gezegenin soğumasını sağlamaktadırlar. İşte bu zıt
etkileşimlerden dolayı, su buharı ve Kükürtdioksitin iklim üzerindeki
net etkisini saptamak güçtür. Isınma ve soğuma arasındaki savaşı önce
bulutlar kazanmış ve Venüs'ün yüzey sıcaklığı,<br /> 100°C kadar düşmüştür. Ama daha sonra bulutlar yavaş yavaş yok olmuştur.<br />
<br />
Katkı Sağlayanlar: <a class="profileLink" data-hovercard="/ajax/hovercard/user.php?id=100007872402103" href="https://www.facebook.com/taner.gocer.714" id="js_34">Taner Göçer</a> - Yaklaşan Saat Blog<br /> <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Venüs'teki Sera Etkisi" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTztuEAbJ2vYkhAq2aySbeB00IsfIupeTW0hBmaCrTuLv5-CKLpznl62SZ0AJNxyRlPzB6JqMAZtXKD2pO6yDAhN_BN_65nk6_2IQi3SlntuvUxD2eJ0ebv2RGbOxXQQ2_BLLEHZYkRdCX/s1600/venus-clouds.jpg" height="570" title="" width="640" /></div>
Görüntü Kredi: Mattias Malmer</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-18819831676072741872014-05-26T17:09:00.001+03:002014-05-26T17:09:40.960+03:00Tuhaf Gökada: Hoag Nesnesi<span class="userContent">İçinde milyonlarca yıldızı barındıran tuhaf bir sistem..<br /> <br />
Art Hoag 1950 yılında şans eseri bu nesneye rastladı ve onun zarif
yapısını gören ilk kişi oldu. Tuhaf yapısıyla Hoag Nesnesi halkalı bir
gökadadır ve gal<span class="text_exposed_show">aksimiz Samanyolu' ndan
biraz daha büyüktür. Kendisini keşfeden gökbilimci Hoag' ın adını
almıştır. 600 milyon ışık yılı uzaklıkta Yılan Takımyıldızında yatan
nesne, bize Güneş Sistemi' mizin incisi Satürn'ü anımsatıyor. Benzersiz
yapısı birçok gökbilimciyi etkilemiştir.<br /> <br /> Halka kısmında
genç,mavi,sıcak,parlak mavi yıldızlar daha yoğun iken, merkeze yakın bir
konumda daha yaşlı ve daha kırmızı yıldızlardan oluşan yaşlı sarı bir
çekirdek mevcut. İkisinin arasında ise karanlık görünen bir boşluk var
(Boşluktan, şans eseri daha uzakta olan bir gökada görülebiliyor.)<br /> <br />
Hoag Nesnesi' nin nasıl oluştuğu henüz bilinmiyor. Ancak bu nesneye
benzer başka cisimlerde tespit edilmiştir (Örnek olarak Araba Tekeri
Gökadası). Bu nesnelerin tamamı "Halkalı Gökadalar" sınıfında
toplanmaktadır.<br /> <br /> Peki nasıl oluşmuş olabilir? Yapılan
gözlemlerde nesnenin son 1 milyar yıl içerisinde hiçbir gökada ile
etkileşime geçmediği görülmüştür. Gökada milyarlarca yıl önce olan bir
gökada çarpışmasından arta kalmış olabilir ya da şimdiye kadar çoktan
yok olmuş gitmiş merkezi bir çubuğun kütleçekimsel etkisi olabilir.<br /> <br /> <a data-hovercard="/ajax/hovercard/user.php?id=100007872402103" href="https://www.facebook.com/taner.gocer.714">Taner Göçer</a></span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Tuhaf Gökada: Hoag Nesnesi" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_ZoQ0hJkEUQtXwnp9_O4kqyW-Qg0LU6JePLoTXULk5eZ_1HUrjQ1qCSYdtVUmYLBDTD-W7rNDXlh6O7txOKs_eiAntjxe4dqDqBvbzbkTCkhRqwlzRsxYGoj1fXiqz1hxFgAFtvVC1eqn/s1600/hOAGS.jpg" height="480" title="" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="_5yl5" data-reactid=".5y.$mid=11400871770343=2445e9ba3995f943884.2:0.0.0.0.0"><span class="null">R.
Lucas (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [STScI] / Gökbilim Araştırmaları
İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Hubble Miras Ekibi, NASA</span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-71150404180287135282014-05-25T16:46:00.003+03:002014-05-25T16:46:18.827+03:00M101: Fırıldak Galaksi<span class="userContent">Fırıldak
Gökadası (ayrıca Messier 101 veya NGC 5457 olarak da bilinir) 27 milyon
ışık yılı uzaklıkta Büyük Ayı yönünde bulunan ve tam karşıdan görülen
sarmal galaksidir.<br /> <br /> Pierre Méchain tarafından 27 Mart 1781 tarihi<span class="text_exposed_show">nde keşfedilmiş ve Charles Messier, konumunu doğrulayarak kataloğuna eklemiştir.<br /> <br /> 24 Ağustos 2011 tarihinde galakside SN2011fe adında bir süpornava gözlemlenmiştir. </span></span><br />
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"><br /> Galaksimizle hemen hemen aynı boyutlarda olan galaksi 170.000 ışık yılı çapındadır. <br /> Galakside devasa ve son derece büyük olan HII bölgeleri mevcuttur.<br /> <br /> M101'e eşlik eden 5 gökada vardır. NGC 5204, NGC 5474, NGC 5477, NGC 5585, ve Holmberg IV. </span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIyt4L6QncahihjnsH52IUL6y9cpYRtr1w1WtaJZA6HX8pnZpLjqjH8dff3dKrX-Jo0CmAEuGVYcp083YQgcNLb1OAnOZq4rvtLPVweS1jlr3gaV69PtQURX81pJ2lxJkZgzmzSKc2Hz7_/s1600/m+101.jpg" height="408" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">Adam Block, Lemmon Dağı Gökyüzü Merkezi, Arizona Üniversitesi</span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-1288375108682609422014-05-24T14:57:00.004+03:002014-05-24T14:57:50.335+03:00<span class="userContent">HD 98800'ün Dört Güneş'i<br /> <br /> Gökyüzünde dört Güneş'e birden sahip olmak nasıl bir şey olurdu?<br /> <br />
HD 98800 sistemindeki gezegenler, eğer mevcut iseler, böyle bir
manzaraya sahip olacaklardır. HD 98800, Samanyolu Gökadası'nın bizimle
aynı bölgesin<span class="text_exposed_show">de ve bizden yalnızca 150
ışıkyılı ötede yer alan, çoklu bir yıldız sistemidir. Yıllardır HD 98800
sisteminin bir çifti toz diski ile çevrelenmiş olmak üzere, iki tane
çift yıldıza sahip olduğu biliniyordu. Yıldız çiftleri birbirlerinden
yaklaşık 50 GB (gök birimi) uzaklıkta yer alıyorlar ki; mukayese
edebilmek için Plüton'un yörüngesinin hemen dışında denilebilir .http://www.bulutsu.org/</span></span><br />
<br />
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> Aşağıda
bir sanatçının, yakınlardaki bir gözlemci için HD 98800'ün nasıl
görünüyor olabileceğini betimleyen çizimi görülüyor.</span></span><br />
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"></span></span><br />
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg8gEEXyotrJmofXja1NlgYCsbYFRqNv5Bmt-5EaEwybD4Rd0fyoCmfqNATSN57CtuZuhCuMdDkO3waWrCelB-TRm3aJeQ5o-9166owuAmOr5i1XrNCGRGVpx_SCAeMLTJVXeaIm60Tf-bF/s1600/1606265_1396565577285029_2017910325_o.jpg" height="512" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> NASA, JPL-Caltech / T. Pyle
(Spitzer Bilim Merkezi </span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-23201656290624587932014-05-20T18:26:00.001+03:002014-05-20T18:26:07.623+03:00Kozmik Yıldönümümüz: Büyük Patlama'nın yankısı 50 yıl önce bugün keşfedildi!!<span class="userContent">Karl Jansley gök cisimlerinin ışık dalgalarını yaydıklarını, ayrıca
radyo dalgalarının da yayabildiklerini ortaya çıkarmıştır. Buluş bir
çığır açmıştır ki, insan<span class="text_exposed_show">lık yeni bir
uzay keşif çağına yönelmiştir. Radyo Astronomi Çağı. Bu buluştan sonra
artık insanlık Uzay'ı dinleyerek de öğrenmiştir.<br /> <br /> Günümüzden tam
50 yıl önce bugün, yani 20 Mayıs 1964 tarihinde iki bilim adamı
Samanyolu' nu incelemek için yine aynı hassasiyetle çalışıyordu. Arno
Penzias ve Robert Wilson...<br /> <br /> Ses kanallarında bir sorun
olduklarını sezdiler. Gizemli bir ses sürekli onların dikkatini
dağıtıyor ve araştırmalarını bozuyordu. Bu olayı teknolojinin bir kusuru
olarak düşündüler. İlk iş olarak antenlerinin içindeki güvercin
dışkılarını temizlediler. Ancak sesin yine de kaybolmadığını gördüler.<br /> <br />
İki bilim adamının aslında duydukları ses, evrenin doğumundan kalan
kozmik radyasyondu. Bu ses kayda değer en eski sestir ve bu olay evrenin
belirli bir anda doğduğuna dair ilk deneysel kanıttır.</span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Kozmik Yıldönümümüz: Büyük Patlama'nın yankısı 50 yıl önce bugün keşfedildi!!" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZnPz5hAYqD57qnywUmhc-TkBn7m0Dyad2e6gMQBakfTyh_rRMxIINTvZ8Ge-eirm741xneAIckaM26BD4Vv6GXYOx1nA7FsX8pBSfKIqL8oMzWc-sTuL5_MyFFJefj3vrur2Z3R5LSQQp/s1600/Robert+Wilson+and+Arno+Penzias++2.jpg" height="394" title="" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="userContent"><span class="text_exposed_show">Arno Penzias ve Robert Wilson...</span></span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-90895435820684682432014-05-19T16:15:00.001+03:002014-05-19T16:15:24.650+03:00Gizemli Bir Dünya: Triton <span class="userContent"></span><span class="userContent">1846
yılının Ekim ayında William Lassel yeni keşfedilen bir gezegen olan
Neptün'ü gözlemliyordu. Neptün'ün halkası olduğu konusunda çalışmalar
yaparken daha ilgi çekici olan bir şey keşfetti. Neptün'ün bir uydu<span class="text_exposed_show">su
vardı. Çalışmalara önemini arttırıp, hata olabilecek herşeyi gözden
geçirmesine rağmen uydunun yeri bozulmadı. Böylece Lassel, yıllarca
bitmeyecek paradoksların başlangıcı oldu.<br /> <br /> Triton uydusu
Neptün'ün bilinen uydularının en büyüğüdür. Onun bizden çok uzaklarda
olması Triton hakkında bilinmeyenleri hem merak ettiriyor hem de onu
çözmemiz yolunda büyük çabalar sarf etmemize neden oluyor. <br /> <br />
Güneş Sistemi' ndeki tüm diğer uydulardan farklı olan bu garip dünya
için "gizemli" kelimesini kullanmak elimizde değil. Birçok
bilinmeyeniyle birlikte kendini adeta saklayıp, bürümüş durumda.<br /> <br />
Uranüs'ün üç dış uydusu ve Jüpiter- Satürn gezegenlerinin dış
uydularının büyük bir kısmıda Triton uydusu gibi ters bir yörüngeye
sahiptir. Ancak dıştaki uydular çok küçüktür ( En büyüğü Phoebe). Bu
uydu bile Triton'un çapının sadece %8' ini oluşturuyor. Bilim adamları
ters yörüngesi olan uyduların, başka yerlerden gelen ve gezegenlerin
çekim gücüne kapılmasıyla veya çarpışma yoluyla bu yörüngeye sahip
olduklarını düşünüyor. Peki nasıl oluştular? Triton uydusu kadar
gezegeni Neptün'de sırlarla dolu bir dünyadır. Gezegenleri oluşturan
gaz-toz bulutlarının Güneş Sistemi'nin dışındaki Uranüs ve Neptün
gezegenlerini nasıl oluşturduğu halen bilinemiyor. Ancak önceki yıllarda
yapılan çalışmalarda iki gezegenin daha iç kısımlarda oluşup
bulundukları konuma ötelendiklerini içeren bir kuram mevcut. Bu kurama
göre de Triton, Neptün gezegeninin çekimine kapılmış onun uydu haline
gelmiş olabilir. Kuramı destekleyen ise az önce bahsettiğim Triton'un
yörüngesi. Bir diğer kuramsa Neptün'ün Triton'un bir benzerini yutmuş
olması. Yörüngesinin neden retrograt olduğu ve nasıl oluştuğu uzun
yıllar tartışılmaya devam edecek gibi..<br /> <br /> 2706 km' lik çapında
buzlarla kaplı bir yüzey var. Bununla ilgili görüntüleri Triton'un
yanından geçen tek uzay aracı olan Voyager 2' den alıyoruz. Görüntüler
incelendiğinde çarpma kraterlerinin sayısının düşük olduğu görülmüştür.
Bu ayrıca geçmişinde yaşadığı tektonik aktivitelerin bir göstergesidir.
Yüzeyindeki geniş göl alanlarını andıran yapılar geçmişinde buz
volkanizmasının aktif olduğuna işaret etmektedir. Benzer yapılar Europa
ve Ganymede uydusunda görülmesine rağmen buruşuk yapısı sadece Triton' a
özgüdür. ( Bir kavunun dış yüzeyi gibi..)<br /> <br /> Jüpiter' in uydusu
Io'dan sonra jeolojik açıdan en aktif uydudur diyebiliriz. Altta su,
üstte nitrojen buzuyla kaplı buz tabakasının altında sıvı azottan
oluşabilecek bir deniz olduğu düşünülüyor. Sıvı azot mevsimsel döngüler
ya da buz hareketlerine bağlı olarak yüzeye fışkırabiliyor. Voyager 2'
yle izlenen volkanik şemsiye yapıları, Triton' un iç bölgelerinin halen
sıcak olduğunu gösteren bir kanıttır. Ayrıca izlenen volkanik
etkinliklerin, yerden fışkıran azot çıkışları ile aynı mekanizmaya sahip
olduğu görülmüştür. Bu arada Voyager 2' nin geçişleri Lassel'in
kanıtlamaya çalıştığı Neptün'ün görünmez halkalarını doğrulamıştır.<br /> <br />
Triton -240 küsür derecesiyle Güneş Sistemi'nin en soğuk cismi olmaya
adaydır. Voyager'in çalışmalarından önce uydunun bulutlarla kaplı
olacağı öngörülmüş, ancak bu Voyager' la yalanlanmıştır. Günümüzde
Triton'un son derece düşük yoğunlukta ve temel olarak azottan oluşan
ince bir atmosferi olduğunu biliyoruz. Atmosfer yüzeye çok düşük bir
basınç uygulamasına rağmen Triton'un yüzey detayları dinamiktir ve
gayzerlerden çıkan koyu renkli maddeleri 150 km uzağa
sürükleyebilmektedir. <br /> <br /> Peki Triton' un sonu ne olacak? Spiral
yörüngesi, retrograt hareketten dolayı içe doğrudur. Bu nedenle Neptün'
e yaklaşma oranı 100 milyon yıl sonra "Roche limiti" denen yeri geçecek
ve parçalanacaktır.<br /> <br /> Yıllar sonra yapılacak misyonlar bize
Triton uydusunun sırlarını çözmek için fırsat verecektir. Belkide sadece
uzay araçlarıyla değil, insanlı misyonlarla bilinmeyenler gün yüzüne
çıkarılacaktır. Kim bilir?</span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Gizemli Bir Dünya: Triton " border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbvTjmEA42Q8XyWqvNf9w-AqV6tzEUJqciclMRpB3Y1eBneyFcz0LZpri3TtKdsNXQrgbxuATYJ4uI4pp5-hwQ7gg45tYE_XMiBQJrEHxfzdoktDhO_55FyGbTkusAWyYavJ74uSh1vrGz/s1600/Tr%C4%B1ton.jpg" height="400" title="" width="640" /></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> Triton - Voyager 2</span></span><br />
<div style="background-color: white; border: medium none; color: black; overflow: hidden; text-align: left; text-decoration: none;">
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-76899946169854526162014-05-18T12:45:00.002+03:002014-05-18T12:45:14.746+03:00Satürn'ün Uydusu Mimas'taki Herschel Krateri Mimas üzerindeki bu devasa krater neden tuhaf bir renge sahip acaba? Satürn'ün küçük yuvarlak uydularından biri olan Mimas, tüm güneş sistemi içerisindeki en büyük çarpışma kraterlerinden biri olan Herschel Krateri ile gösteriş yapmaktadır. Karşıtlığı artırılmış yapay renklerle sunulan bu görüntü Mimas'ın daha önce çekilen görüntülerinden alınan renk bilgilerini de içermekte olup, bir araya getirildiklerinde Herschel bölgesindeki rengin yakınlarda bulunan aşırı kraterli bölgeye kıyasla biraz farklı olduğunu açık bir biçimde gözler önüne sermektedir. Ortadaki bu renk farkı, Mimas'ın şiddet içeren tarihinde yüzey bileşenlerine yönelik ipuçları sağlayabilir. Mimas üzerinde 130 kilometrelik Herchel'i yaratandan daha büyük bir çarpışma olsa, büyük bir ihtimalle uyduyu tamamen yok ederdi.<br /><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<img alt="Satürn'ün Uydusu Mimas'taki Herschel Krateri" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKS2qqH8jcrxNfZzOW9zz0SvQpXBPioZvQwTvP-vyeOhhlSiPJFGkTS_fKN1PmcjuVPfsXA9ujK5_0UEKMHD8giXx9Bop_raWvy6V4eTR5WLhjC2vEyBZrL9lBSob7HWEg-Dnc1BatehE3/s1600/mimas2_cassini.jpg" height="258" title="" width="400" /></div>
Cassini Görüntüleme Takımı, ISS, JPL, ESA, NASAAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-52350633415216753262014-05-15T19:08:00.002+03:002014-05-15T19:08:48.494+03:00Io Uydusunun Yüzeyi<span class="userContent">20. yüzyılın ortalarında
İo'nun kutup bölgelerinin kırmızı renkte olduğunu ortaya koyan gözlemler
yapılmıştır. Uzay sondası Pioneer 11 1970'lerdeki geçişi sırasında
kutup bölgesinin, ekvator bölgesinin beyazımsı renginin aksine t<span class="text_exposed_show">uruncu renkte olduğunu ortaya koymuştur. Ancak Pioneer'in bulguları bundan öteye gidememiştir.<br /> <br />
Uzay sondası Voyager 1, 1979'da İo'nun yakınlarından ilk resimlerini
gönderdiğinde, bilimadamları İo'nun yüzeyinde neredeyse hiç karater
bulunmadığını gördüler. Voyager seyir mühendisi Linda Morabito, resimler
üzerinde çalışırken yüzeyden püsküren bir "sorguç" farketti.
Bilimadamları olası bütün kraterleri örten yoğun volkanik aktivitenin
sebep olduğu oldukça genç bir yüzey buldular. Yüzeyde dokuz aktif volkan
gözlemlemeyi başaran Voyager 1'in ardından Voyager 2, bunların sekizini
gözlemledi. </span></span><br />
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show">http://en.wikipedia.org/wiki/Io_%28moon%29<br /> <br /> Galileo uzayaracı, 1995'te Jüpiter'e ulaştı ve
1999'un sonlarında İo'nun yanından geçti. Galileo, İo'ya diğer bütün
sondalardan daha fazla yaklaştı, birçok fotoğraf çekti, püsküren
volkanlar gözlemledi ve İo'nun Güneş Sistemi'ndeki kayaç iç gezegenler
gibi büyük bir demir çekirdeği olduğunu keşfetti.</span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5ol13y2qUsj5608mhFZnQcha3dwlJW_HybW6vWJ76OwdX4Lkyc7P5eJUTz0r4dLEVqcqBAqIcC4GyaAYX_Fbb7lZ37-ct9s3OuptI5ZBddym9RI9je-jNP32bM2LjmueXNmPyyudzf7gn/s1600/Io+imaged+by+Galileo.+NASA.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5ol13y2qUsj5608mhFZnQcha3dwlJW_HybW6vWJ76OwdX4Lkyc7P5eJUTz0r4dLEVqcqBAqIcC4GyaAYX_Fbb7lZ37-ct9s3OuptI5ZBddym9RI9je-jNP32bM2LjmueXNmPyyudzf7gn/s1600/Io+imaged+by+Galileo.+NASA.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<span class="userContent"><span class="text_exposed_show"> </span></span><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">I</span></span><span class="fbPhotosPhotoCaption" id="fbPhotoSnowliftCaption" tabindex="0"><span class="hasCaption">o uydusunun Galileo uzay aracından alınmış görüntüsü.. NASA</span></span><br />
<div style="background-color: white; border: medium none; color: black; overflow: hidden; text-align: left; text-decoration: none;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; border: medium none; color: black; overflow: hidden; text-align: left; text-decoration: none;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-51432193478956710452014-05-09T17:55:00.001+03:002014-05-09T20:53:20.621+03:00TrES- 2b: Karanlık Gezegen<span class="userContent"><br /> Öyle bir
gezegen düşünün ki aldığı ışığın %1' ini yansıtsın. Ejderha
Takımyıldızında bizden 750 ışık yılı uzaklıkta yatan gezegen TrES- 2b
kömürden daha siyah. Bu gezegeni çıplak gözle görebilseydik kara bir
deve bakıyor olacaktık.<br /> <br /> Gezegen karanlık ancak zifiri
karanlıkta değil. Çok yüksek derecedeki sıcaklığı sayesinde kor
parçasına benzeyen kırmızı ışıklar saçıyor.<br /> <br /> Neden bu kadar koyu bir renge sahip acaba? Şu an bu soru yanıtlanamamış olsada T<span class="text_exposed_show">rES-
2b hakkında bilinenler az değil. Jüpiter büyüklüğündeki gezegen GSC
03549 - 02811 adındaki yıldızına sadece beş milyon km uzaklıkta
bulunuyor. ( Dünya ile Güneş arasındaki uzaklık 150 milyon km.) Ayrıca
gezegen Mars ve Dünya gibi taşlardan değil, gazlardan oluşuyor.<br /> <br /><span class="fullpost">
Atmosferinde yüzey sıcaklığı nedeniyle bulut oluşumunun pek de mümkün
olmadığı görülüyor. Yıldızının yoğun ışığı gezegenin atmosfer
sıcaklığını 1000 dereceden fazla sıcaklığa yükseltiyor. Atmosferinin
titan oksit, potasyum ve sodyum gibi kimyasallardan oluştuğu düşünülen
gezegenin neden bu kadar karanlık olduğu bunlara rağmen bilinemiyor..<br /> <br />
Kepler Uzay Teleskobu'nun gözlemleriyle 2006 yılında keşfedilen
gezegen, yıldızına kilitli kalmış. Bu nedenle bir yüzü sürekli yıldız
ışığı altındadır.<br /> <br /> Yazan: Taner Göçer</span></span><br />
<br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkJwlG_IC6x5_wE-g-2bkNQrzwJZS44xnPD8Bn-5aEtEN3CPKzPVZd2MQhJfrln8s69qtl6LEVMLsChKtMt-hlEO8pwj9y3YGXiwbglBcYlUIvuPquf0DylM6iK7U_YSWNHT4H4posMrep/s1600/10246780_884371078255677_8944522509810950967_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhkJwlG_IC6x5_wE-g-2bkNQrzwJZS44xnPD8Bn-5aEtEN3CPKzPVZd2MQhJfrln8s69qtl6LEVMLsChKtMt-hlEO8pwj9y3YGXiwbglBcYlUIvuPquf0DylM6iK7U_YSWNHT4H4posMrep/s1600/10246780_884371078255677_8944522509810950967_n.jpg" height="332" title="TrES- 2b 'nin temsili resmi" width="400" /> </a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span class="userContent">TrES- 2b'nin temsili resmi</span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/00244984507038948012noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-41401199149522553602014-01-13T21:22:00.000+02:002014-01-13T21:23:40.648+02:00Gaia'yı Tanıyalım<div class="_5k3v _5k3w clearfix" style="text-align: justify;">
<div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxye2EYZ6pzzxlANHHnW5lQ04fixmuG2DlTpKQuegv_WIxv_m9uZiJtWPcl_2HoWs8s5JERkZqQfojITI53PaP18hENh6urHuPcBfUfP8aXwVNThExt9k-Hd9RBSRFMfsv9ttmzHNH__Q/s1600/gaia.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxye2EYZ6pzzxlANHHnW5lQ04fixmuG2DlTpKQuegv_WIxv_m9uZiJtWPcl_2HoWs8s5JERkZqQfojITI53PaP18hENh6urHuPcBfUfP8aXwVNThExt9k-Hd9RBSRFMfsv9ttmzHNH__Q/s400/gaia.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="photo "></span><br />
<br />
<a href="http://ethemderman.com/" target="_blank">Prof. Dr. Ethem Derman</a> hocamın yine akıcı bir dille aktardığı başka bir yazı: ESA'nın Gaia uydusu hakkında. <br />
<br />
Uzaya
tahmin edemeyeceğiniz sayıda yüzlerce askeri veya bilimsel uydu
atılıyor. Bunların hepsini tanıyalım dersek evin yolunu bulamayız ve siz
de sıkılırsınız. İşte GAIA böyle bir araç değil, gökbilime büyük
yararları olacak bir uzay teleskobu. Nasıl Kepler uydusunu son 4-5 yılda
çok dile getirdiysek GAIA da öyle bir uzay teleskobu. Araştırdım ama
bulamadım, neredeyse son 7-8 yıldır atılması beklenen bu teleskop
sürekli olarak teknolojinin gelişmesi sonucu üzerindeki tüm aletler 2-3
kez değiştirildi ve nihayet 19 Aralık 2013 tarihinde uzaya gönderildi.<br />
<br /><span class="fullpost">
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="400" src="https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/s720x720/1505469_10151982401263521_1094030961_n.jpg" title="" width="315" /></span><br />
<br />
Aşağıda
uzun uzun anlatacağım bu uzay teleskobunu sıkılırsanız burada
bırakabilirsiniz. GAIA adı nereden geliyor derseniz her zamanki gibi
ingilizce bir kısaltma. Global Astrometric Interferometer for
Astrophysics sözcüklerinin baş herflerinden kaynaklanıyor. Ama böyle
önemli bir bilimsel deneye isim verirken bunun bir de mitolojik öyküsü
vardır. Eski Yunan mitolojisinde evrenin oluşumu sırasındaki kaos
zamanında ortaya çıkmış dünyanın ana tanrıçasıdır.<br />
<br />
Gökyüzünde
gördüğümüz tüm cisimlerin koordinatlarını hesap etmek kolaydır çünkü
gök küre üzerinde izdüşümleri bize enlem ve boylam gibi iki sayı ile
saptayabiliriz. Bu iki boyutlu katolglamanın zayıf yönü uzaklıklarının
bilinmemesidir. Eğer uzaklığı da bilirsek yıldızların üç boyutlu
haritasını çıkarabiliriz. Dünya Güneşin çevresinde dolanırken yaklaşık
altı aylık aralarla yapılan gözlemler onun koordinatlarını değiştiğini
gösterir. İşte bu değişimden hareketle yıldızların uzaklığını ölçeriz,
elde dilen ölçüme paralaks denir.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO0-i9wG2d2D9cmi3Gz-XNExci3Q1Fx0Env3GxUBYzGYfZVhKQv3D3iNurBSjGnB-FoyuCiaqwilKkOK7oo21cybvunxiJ9jjnfj3CjtDF_PWMVHIEGMShL0yi6E9rRhPt-IPbypWLSMY/s1600/gaia2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiO0-i9wG2d2D9cmi3Gz-XNExci3Q1Fx0Env3GxUBYzGYfZVhKQv3D3iNurBSjGnB-FoyuCiaqwilKkOK7oo21cybvunxiJ9jjnfj3CjtDF_PWMVHIEGMShL0yi6E9rRhPt-IPbypWLSMY/s400/gaia2.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="photo "></span><br />
<br />
Paralaks
ölçümü astrofizikte çok önemlidir. Örneğin renk- salt parlaklık
dağılımında (H-R diagram) yıldızın yerini bulursak kütlesini
bulabiliriz. Burada salt parlaklık ise yıldızın görünen parlaklığı ve
uzaklığına bağlıdır. Dolayısıyla çift yıldızlar hariç, uzaklığını
bilemezsek yıldızın kütlesini bulamayız. Yıldızların diğer parametreleri
de (yarıçapları, metal miktarı, yüzey çekim ivmesi) uzaklığın bir
fonksiyonudur. O nedenle gökadamızdaki yıldızları anlayabilmemiz için
onların uzaklığını bilmemiz gerekir. Yıldızların gökyüzündeki
konumlarını ve uzaklıklarını çalışan bilim dalına ASTROMETRİ olarak
bilinir.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIP1NBov6Xw1OY6q5NBLygjbt-ZcPzY6B-AZKqKM1JCs4QexU-tmQlKFAYlyHxcu9KZN13ceW-YbmHZk5cM9ew3qE8QAnfPYCL3tXF9w9qm-hwjPBVcVrV3_mRWSXwRX4-IhieEbqoWY4/s1600/gaia3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhIP1NBov6Xw1OY6q5NBLygjbt-ZcPzY6B-AZKqKM1JCs4QexU-tmQlKFAYlyHxcu9KZN13ceW-YbmHZk5cM9ew3qE8QAnfPYCL3tXF9w9qm-hwjPBVcVrV3_mRWSXwRX4-IhieEbqoWY4/s400/gaia3.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="photo "></span><br />
<br />
1990’ların
ilk yıllarında Avrupa Uzay Ajansı (ESA) astrometrinin babası sayılan
Hipparcos adını verdiği uzay teleskobunu yörüngeye yerleştirdi.
Hipparcos tam 100 000 yıldızın paralaksını ölçtü. Bu ölçümler bizden 300
ışık yılı (IY) uzaklıktaki tüm yıldızların ve 3000 IY içindeki parlak
yıldızların uzaklığını ölçmemizi sağladı. Gökadamızda 300 milyar yıldız
olduğunu düşünürsek 100 000 yıldızın pek bir şey ifade etmeyeceğini
anlarız. Buna karşın Hipparcos verileri gökbilimciler tarafından 1600
kez kullanıldı, bilim dünyasında bu rakam önemlidir.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWppi9gGMB_AbeN8mnuP4ZquKEhCKh-q7HIiJ2FxV9yPkXMI2pTnCdIdhAANOtRO5r640gaGlbiktWdHueDyrB93n2eiv2N6fJ5u86AY6RPUo2T4-445y4EyxWBOKQjSqzmpLMzPAz28M/s1600/gaia4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWppi9gGMB_AbeN8mnuP4ZquKEhCKh-q7HIiJ2FxV9yPkXMI2pTnCdIdhAANOtRO5r640gaGlbiktWdHueDyrB93n2eiv2N6fJ5u86AY6RPUo2T4-445y4EyxWBOKQjSqzmpLMzPAz28M/s400/gaia4.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="photo "></span><br />
<br />
Bu
20 yıl önceki teknoloji ile ulaşılan sonuç bugün çok daha iyisi
yapılabilirdi. İşte bu nedenle uzun zamandır üzerinde çalışılan GAIA
nihayet uzaya fırlatıldı. GAIA 5 yıl boyunca 1 milyardan fazla yıldızın
koordinatlarını 70 kez ölçecek. Bu ölçümler yakın yıldızların uzaklığını
binde bir duyarlılıkla, 30 000 IY uzaklıktaki yıldızların ise yüzde on
duyarlılıkla elde edecek. Bir anlamda gökada merkezine kadar ollan
yıldızların uzaklıklarını bulmuş olacağız.<br />
<br />
GAIA
uydusunun bir başka önemi bol miktarda ötegezegen bulacak.
Gökbilimcilerin bir çok yöntemi vardır ötegezegen bulmak için, örneğin
Kepler gezegen yıldızının önünden geçerken gözleyip ötegezegeni
saptıyordu, buna geçiş yöntemi denir. Yöntemlerden biri de astrometrik
yöntemdir. Eğer bir yıldızın Jüpiter büyüklüğünde bir gezegeni varsa o
yıldızın kütle merkezi çevresinde bir hareketi vardır. İşte bu hareketi
sonucu uzayda konum değiştirir. GAIA çok duyarlı konum ölçeceği için o
ötegezegenleri saptayacak. Bugüne kadar astrometrik yöntemle bulana
ötegezegen yok, başka yöntemle bulunan 1-2 ötegezegen bu yöntem
kullanılarak onaylanmıştır. GAIA’nın yaklaşık 2 500 ötegezegen bulacağı
yapılan bilimsel çalışmalarda ortaya çıkmıştır.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjIyulRQXqAA0F2lu6clJ_-wY8cPROI12GxtGtZfo0MMCyjJ-U7XQGZJ9a38yPgDMcmTeYKR5kxrvFr0_HDRzVwWL7zH-iCtX4zl5hCXq-3hW76dO3-cotanyb9Nxlk4t8jLqywcEMspc/s1600/gaia5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="302" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjIyulRQXqAA0F2lu6clJ_-wY8cPROI12GxtGtZfo0MMCyjJ-U7XQGZJ9a38yPgDMcmTeYKR5kxrvFr0_HDRzVwWL7zH-iCtX4zl5hCXq-3hW76dO3-cotanyb9Nxlk4t8jLqywcEMspc/s400/gaia5.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="photo "></span><br />
<br />
GAIA
öyle büyük bir teleskoba sahip değil. İlginç bir tasarımı olan iki
teleskoptan oluşuyor. Her teleskop farklı şekil ve boyutta 10 aynadan
oluşuyor ve gökyüzü ışığını odaklayarak bilimsel aletler üzerine
düşürüyor. Dikdörtgen şeklindeki bu teleskopların yüzeyi sadece 0.7 m<sup>2</sup>.
Teleskoplar küçük ama yer atmosferinin üstünde olacağı için duyarlı
gözlem yapacak. 5 yılın saonunda gönderdiği veri miktarı 1 milyon GB
veya bir başka deyişle 200 000 DVD’yi dolduracak kadar.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4WIFg0MaybESTciUxHQJNp-hRGPl7fv8keAn1Pmb00Lo9S3P2CNFJ8LfVKcxBVY9d-Q9E3OhFqIPwL3AWIEDkPQ6qF6FiDVjadTHJRtieLwHISGiX1Ql9t0tDWH0ABzpLP8k8o4ynZ-A/s1600/gaia_yorunge.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="336" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4WIFg0MaybESTciUxHQJNp-hRGPl7fv8keAn1Pmb00Lo9S3P2CNFJ8LfVKcxBVY9d-Q9E3OhFqIPwL3AWIEDkPQ6qF6FiDVjadTHJRtieLwHISGiX1Ql9t0tDWH0ABzpLP8k8o4ynZ-A/s400/gaia_yorunge.jpg" width="400" /></a></div>
<span class="photo "></span><br />
<br />
Uzaya
yerleştirildikten 20 gün sonra son roketi ateşlenecek ve güneşin tam
ters yönünde bulunan L2 noktasına yerleşecek. Daha önce bu noktaya
Herschel, Planck ve WMAP gib bilimsel gözlemevleri yerleştirilmişti.
Gelecekte WEBB uzay teleskobu da bu noktaya yerleştirilecek. Bu Lagrange
noktasının önemi GAIA dünyanın çevresinde dönmeyecek, yer güneş
çevresinde dolanırkaen güneşe göre konumunu sürekli koruyacak.<br />
<br />
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="273" src="https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-frc3/1507938_10151982385863521_998957412_n.jpg" title="" width="400" /></span><br />
<br />
Yaklaşık
2000 yıl önce ülkemizde İznik kentinde doğan ve bir çok astronomi
çalışması yapan Hipparkos, bunların yanında trigonometriyi buldu. Güneş
ve Ay’ın uzaklığı üzerine de çalışan Hipparkos bunun yanında ilk
astrometrik çalışmaları yaapmış ve 850 yıldız barındıran bir de katalog
yayınlamıştır. Daha sonra Rodos adasında ölen tarihin bu değerli bilim
insanının adı ESA tarafında dilden düşürülmüyor ama biz ne kadar
tanıyoruz. Aslında ESA’yı bile tanımıyoruz ama bu da başka bir yazının
konusu.<br />
<br />
<a href="http://ethemderman.com/" target="_blank">Prof. Dr. Ethem Derman </a></div>
</div></span>
Ümit Fuat Özyarhttp://www.blogger.com/profile/12451489854127250450noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-89395360951659865402013-05-26T06:33:00.002+03:002013-05-26T06:34:09.724+03:00Jupiter -Venüs -Merkür aynı hizaya geliyorhttp://www.space.com/21233-jupiter-venus-mercury-rare-planets.html?cmpid=514630<br />
<br />NEŞEVERhttp://www.blogger.com/profile/07329483459891381574noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-72776367579095082512013-04-20T23:48:00.002+03:002013-04-20T23:50:01.043+03:00Ayda Atmosfer Var mı?<div class="mbl notesBlogText clearfix">
<br />
<div>
<a href="http://ethemderman.com/" target="_blank">Prof. Dr. Ethem DERMAN</a>'ın kaleminden...
<br />
<div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img alt="" class="photo_img img" height="390" src="https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/s720x720/420731_10151468742188521_1722263853_n.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" width="400" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="photo ">AÇATOK'un temsili resmi.</span></td></tr>
</tbody></table>
<span class="photo "></span><br />
<div class="caption">
<br /></div>
<span class="photo ">
</span></div>
<div style="text-align: justify;">
Önümüzdeki
günlerde yani 2013 yılının ortasında NASA Ay'a yeni bir uzay aracı
gönderiyor. Aracın adı Ay Çevresindeki Atmosfer ve TOz Kaşifi, (AÇATOK,
ben de kısaltma yaptım). İngilizcesi, Lunar Atmosphere and Dust
Environment Explorer (LADEE). Ay ekvatoru bölgesinde bir yörüngeye
girecek olan 383 kg kütleye sahip AÇATOK, üstünde üç tane bilimsel alet
taşıyor ve sadece 100 gün çalışacak. İsminden de anlaşılacağı üzere Ay'a
yakın bölgelerde bulunan atmosfer ve onun içindeki tozu inceleyecek.
Peki hani Ay'da atmosfer yoktu, AÇATOK neyi inceleyecek?</div>
<span class="fullpost">
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img alt="Apollo astronotlarının konuşlandırdığı LACE cihazı Ay atmosferinin kimyasal yapısını inceledi." class="photo_img img" height="268" src="https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/71468_10151468742378521_527886403_n.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" title="" width="400" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="photo ">Apollo astronotlarının konuşlandırdığı LACE cihazı Ay atmosferinin kimyasal yapısını inceledi.</span></td></tr>
</tbody></table>
</span><br />
<div>
<span class="fullpost"><span class="photo "></span><br /></span>
<br />
<div class="caption">
</div>
<span class="fullpost"><span class="photo ">
</span></span></div>
<span class="fullpost">
</span>
<div style="text-align: justify;">
<span class="fullpost">Evet
ders kitaplarında yazdığı gibi tüm insanlar Ay'da atmosfer olmadığını
biliyorlar ama son zamanlarda orada suyun bulunması, atmosferinde
saptanan sodyum ve potasyum gibi sıradışı elementlerin bulunması bizim
yakın komşumuzdaki atmosferi daha yakından incelememize neden oldu.
Yerde deniz seviyesinde bir santimetre küpde 10 katrilyon (1'in yanında
19 tane sıfır var) molekül varken Ay'da aynı hacımda sadece 1 milyon
molekül vardır. Her iki sayıyı karşılaştırdığımızda Ay'da atmosfer yok
diyebiliriz. </span></div>
<span class="fullpost">
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img alt="" class="photo_img img" height="315" src="https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/534042_10151468742563521_45118289_n.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" width="400" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="photo ">Güneş
ışınlarının uyardığı Ay atmosferindeki sodyum atomlarının ışıması
yerden yapılan gözlemlerle saptanmıştı. Yaklaşık 4 Ay çapı kadar bir
alana yayılmaktadır ama Ay'a yakın bölgelerde ışınım çok daha şiddetli.
Bu ise orada daha fazla sodyum atomu olduğunu gösterir.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span class="photo "></span><br />
<div class="caption">
<span class="photo "></span></div>
<span class="photo ">
</span></div>
<div style="text-align: justify;">
Ay
atmosferindeki bu molekül yaoğunluğu şu anda 350 km yukarıda görev
yapan Uluslararası uzay İstasyonunun yörüngesinde de ancak bu kadar
molekül bulunmakta ama biz o konuma uzay diyoruz. Yeryüzünde çok
karmaşık mühendislik hesapları ile yaptığımız vakum cihazlarında dahi bu
yoğunluğa ulaşamadığımıza göre Ay'da atmosfer yok diyebiliriz.</div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img alt="" class="photo_img img" height="300" src="https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/s720x720/547368_10151468742723521_737010206_n.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" width="400" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="photo ">Ay
yüzeyine çarpan bir göktaşı yoğun bir toz bulutunu yükseklere taşır.
Bilim insanları atmosferindeki tozun kaynağı olarak bu çarpışmaları
ileri sürmektedir. İşte AÇATOK çalışmaları sırasında meydana gelecek
böyle bir olay iddiayı kanıtlayacaktır.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span class="photo "></span><br />
<div class="caption">
<span class="photo "></span></div>
<span class="photo ">
</span></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünyamızda,
Venüs ve Mars atmosferinde dahi bulunmayan sodyum ve potasyum gazı
Ay'da ne arıyor sorusu bilimcileri araştırmaya yöneltmektedir. Apollo 17
astronotlarının Ay yüzeyine yerleştirdiği Ay Atmosferik Kompozisyon
Deney aleti (LACE, Lunar Atmospheric Composition Experiment) çok az
sayıda atom ve molekül saptadı. Helyum, argon, neon ve muhtemelen
amonyak, metan ve karbondioksit. Bu moleküllerin miktarı çok azdı. Daha
sonra yerden Ay'ın yüzeyini kapatan özel teleskoplarla yapılan
araştırmalarda atmosferde sodyum ve potasyum atomlarının ışımasını
saptadılar. Bu atomlar güneş ışınları ile uyarılıyordu. henüz Ay
atmosferinin yapısını tam olarak bilmediğimizden AÇATOK uzay aracını
gönderiyoruz.</div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><img alt="" class="photo_img img" height="400" src="https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/315591_10151468743218521_1101914100_n.jpg" style="margin-left: auto; margin-right: auto;" width="400" /></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span class="photo ">Amatörler
bugüne kadar Ay yüzeyinde bir çok parlama saptamışlardır. Özellikle
video çekimlerinde bu parlamalar kendini çok daha belirgin
göstermektedir. Fotoğrafta bunlardan birini görmektesiniz.</span></td></tr>
</tbody></table>
<div>
<span class="photo "></span><br />
<div class="caption">
<span class="photo "></span></div>
<span class="photo ">
</span></div>
<div style="text-align: justify;">
Ay'a
düşen her göktaşı normal bir atmosfer olmadığı için hemen yüzeyine
çarpar ve bir toz bulutunu atmosfere kaldırır. Bu çarpma sırasında
yerden gözlem yapan Ay amatörleri çok küçük teleskopları ile yüzeyde bir
parlama görürler. Bugüne kadar bir çok bu türden parlama saptanmıştır.
AÇATOK'un görev yaptığı sırada NASA tüm amatörlerden Ay'ı gözlemelerini
istemekte çünkü AÇATOK üzerindeki aletlerde toz yoğunluğunun değişimini
incelemek istemekteler. Teleskobu olmayan amatörlere ise göktaşı
yağmurlarını saymaları öneriliyor. Bu akanyıldız yağmurları yer
atmosferine girdiği gibi Ay yüzeyine de düşmektedir.</div>
</span>
</div>
</div>
Ümit Fuat Özyarhttp://www.blogger.com/profile/12451489854127250450noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-75579818025583550242013-03-04T20:24:00.002+02:002013-03-04T20:31:06.317+02:00Panstarrs Kuyrukluyıldızını Gözlemek İçin Hazır mısınız?<span style="color: blue;"><a href="http://ethemderman.com/" target="_blank">Prof. Dr. Ethem DERMAN</a><span style="color: black;">'ın kaleminden...
</span></span><br />
<div style="text-align: justify;">
</div>
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="216" src="https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/733944_10151390049203521_432694736_n.jpg" width="400" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">Panstarrs KY'ını batı yönünde güneş battıktan 30 dakika sonra nerede göreceğimizi gösteren temsili resim.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Evet
Panstarrs kuyrukluyıldızı (KY) defileye çıkmaya hazırlanıyor. 2013 bir
KY yılı olacak ve ilki Mart ayının ikinci haftasından itibaren kuzey
yarımkürede yaşayan gökyüzü meraklılarına kendini tam batı yönünde
gösterecek. Bu görkemli gökyüzü cismini nasıl ve nerede göreceğiniz ise
resimde açıklanmış. Bu resim güneş battıktan 30 dakika sonrasını 7-25
Mart tarihleri arasında gösteriyor. Güneşin battığı yönde yani batı
ufkunuz açık olan bir yerden gözlem yapmanız gerekir. Kuşkusuz güneşe
yakın oldukları için en parlak zamanı 7 Mart ama günbatımı daha
bitmediği için ve ufka yakın olduğundan kendisini o kadar parlak
göremiyeceğimiz bir kenara büyük olasılıkla tanımakta bile zorluk
çekeceğiz.</div>
<br /><span class="fullpost">
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="320" src="https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/s720x720/482247_10151390049693521_1657318734_n.jpg" width="400" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">KY'ın
gökyüzünde 10 Mart- 1 Nisan tarihleri arasında takip edeceği yolu bu
resimde görüyorsunuz. Kntlıat (Pegasus) takımyıldızının parlak
yıldızlarını referans alıp kendisini görebilirsiniz.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Fakat
12 Mart Salı akşamı hilal şeklindeki Ay bize güzel rehberlik edecek.
Ay'ın hemen üzerinde onu muhteşem kuyruğu ile göreceğiz. Ne olursa olsun
bu gözlemi kent ışıkları içinde yapmayın, çünkü ışık kirliliği sizi bu
güzel gösteriden mahrum etmek için elinden geleni yapacak. Karanlık bir
yerlere gidin. İstanbul'da oturan meraklılar belki en yakın karanlık yer
olarak Şile'yi seçebilir ama ben kentin batısında bir yerlere
gitmelerini öneririm. Ben içanadoluya Yozgat Sorgun'a gidiyorum,
biliyorsunuz kambersiz düğün olmaz.</div>
<br />
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="220" src="https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/64847_10151390050758521_2116931744_n.jpg" width="400" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">Panstarrs
KY'nın güneş sistemi içindeki yörüngesi. Hiperbolik bir yörüngede bize
misafir olan KY önce kuzey yarımküreden geliyor, sonra güney yarıküreye
geçiyor ve uzayın derinliklerinde kaybolacak. Yörüngesinde koyu mavi
renk ile gösterilen kısmı tutulma düzleminin altınde gerçekleşen
yörüngesi.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Panstarrs KY'nın parlaklığı kuzey
yarımkürede görüldüğünde 1. kadirden veya biraz daha parlak olacak. Bu
ise büyükayı takımyıldızının yıldızlarının parlaklığından biraz daha
parlak demektir. Ama KY nokta cisim olmadığı için kadir eşeli cinsinden
verilen parlaklık gözlem yapanları yanıltır. Bu parlaklıkta çıplak gözle
görmek mümkünse de yanınızda basit bir avcı dürbünü olmasında yarar
var. Nereye bakacağınız ise resimde gösterilmiştir. En iyisi 12 Mart
tarihi çünkü bakacağınız yeri kolaylıkla bulabilirsiniz çünkü o gün
rehberiniz Ay size hizmet edecektir.</div>
<br />
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="291" src="https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/s720x720/555128_10151390051303521_738045323_n.jpg" width="400" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">Avustralyadan
Michael Mattiazzo 200 mm'lik objektifi ile 3 dakika poz vererek aldığı
bu fotoğrafta KY'ın iki kuyruğunun yanında iyon kuyruğu da ortaya
çıkmıştır.</span></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Mart ayının ilk günlerinde Güneş'e
iyice yaklaşan KY, Merkür yörüngesinin içinde yer alacak. Güneşe
yaklaşmadan önce güney yarımkürede yaşayanlar bu KY'ın çeşitli
fotoğraflarını çektiler. Aşağıda çeşitli tarihlerde çekilmiş Panstarrs
KY'nın fotoğraflarını göreceksiniz. Altyazılarında geniş açıklama
yapmaya çalıştım.</div>
<br />
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="309" src="https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/s720x720/549933_10151390052718521_1926956392_n.jpg" width="400" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">28
Şubat tarihinde Panstarrs-4. Terry Lovejoy Avustralyada yaşayan meşhor
kuyrukluyıldız avcısı Terry Lovejoy 9 Şubat tarihinde çektiği bu
fotoğrafta KY'ın iki belirgin kuyruğu (toz ve gaz) görülüyor. Bu tarihte
KY 5.5 kadir yöresindeydi.</span></div>
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="400" src="https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/hphotos-ak-snc7/420250_10151390053423521_288966060_n.jpg" width="303" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">Avustralyanın
Melbourne kentinin üstünde Panstarrs KY'ı çıplak gözle görülebiliyordu.
Bu fotoğraf dün yani 2 Mart günü Carl Grubber tarafından çekildi.</span></div>
<span class="photo "><img alt="" class="photo_img img" height="277" src="https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-frc1/s720x720/734594_10151390054163521_54870823_n.jpg" width="400" /></span><br />
<div class="caption" style="text-align: justify;">
<span style="color: blue;">Yeni Zelanda'dan Ian Cooper 27 Şubar günü 30 saniye poz ile çektiği fotoğrafta Panstarrs KY'ını görüyorsunuz.</span></div></span>
Ümit Fuat Özyarhttp://www.blogger.com/profile/12451489854127250450noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2357930411104277651.post-76945232354645890622012-09-20T11:57:00.000+03:002012-09-20T11:57:00.484+03:00 Astronomi Fotoğrafçılığı Yarışma Sonuçları<br />
<div class="GaleriContentTitle WidthFull txtLeft" style="background-color: #f05353; float: left; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 5px; width: 315px;">
<h1 style="color: white; font-family: arial; font-size: 18px; font-weight: normal; margin: 0px; padding: 0px;">
..<br class="Apple-interchange-newline" />Astronomi Fotoğrafçılığı yarışmasının kazananları belli oldu</h1>
</div>
<div class="FL" style="background-color: white; float: left; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 0px; text-align: center;">
<img alt="" height="10" src="http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/images/spacer.gif" style="border: 0px; outline: none;" width="325" /></div>
<div class="GaleriContentSpot WidthFull txtLeft" style="background-color: white; float: left; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; margin: 0px; padding: 0px; width: 325px;">
<h2 style="color: #4c4c4c; font-family: arial; font-size: 14px; font-weight: normal; margin: 0px; padding: 0px;">
Tunç Tezel de var ....</h2>
<h2 style="color: #4c4c4c; font-family: arial; font-size: 14px; font-weight: normal; margin: 0px; padding: 0px;">
<br /></h2>
<h2 style="color: #4c4c4c; font-family: arial; font-size: 14px; font-weight: normal; margin: 0px; padding: 0px;">
<br /></h2>
<h2 style="color: #4c4c4c; font-family: arial; font-size: 14px; font-weight: normal; margin: 0px; padding: 0px;">
Greenwich Kraliyet Rasathanesi’nin düzenlediği dördüncü geleneksel Astronomi Fotoğrafçılığı yarışmasına bu yıl rekor sayıda başvuru geldi. Hem fotoğrafçılıkla ilgilenen amatörler hem de profesyoneller, Güneş’in yüzeyindeki dev patlamalardan Kuzey Işıkları’nın büyüleyici yeşilliğine ve renkli toz bulutlarına kadar birçok görüntü yılın fotoğrafı olmak için yarıştı. Yarışmanın dört kategorisinin kazananları ve üç özel ödülün sahibi dün açıklandı. Kazanan resimler bugünden itibaren Greenwich Kraliyet Rasathanesi’nde sergiye çıkıyor. İşte birçok ünlü ismin jürisinde yer aldığı yarışmanın kazananları ve dereceye giremese de dikkat çeken adayları..</h2>
<h2 style="color: #4c4c4c; font-family: arial; font-size: 14px; font-weight: normal; margin: 0px; padding: 0px;">
<a href="http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=59809&rid=4369&p=1&hid=21511986" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px;">http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=59809&rid=4369&p=1&hid=21511986</a></h2>
</div>
NEŞEVERhttp://www.blogger.com/profile/07329483459891381574noreply@blogger.com0