Ay’ın Görünen ve Görünmeyen Yüzlerindeki Kütle Çekimi Farklılığı
Ay’ın bizim gördüğümüz tarafı ile göremediğimiz yüzeyi arasındaki farklılık yakın zamanda ortaya çıkarıldı. Şimdi Japon Selene (Kaguya) bu gizemli bölgeye ışık tuttu.
Bilim adamları 4,5 milyar yıl önce bir şekilde yörüngesinden çıkmış olan Mars büyüklüğünde bir gökcisminin henüz genç dünyaya çarparak şimdi ki Ay’ı oluşturduğunu düşünüyor. Genç Ay o zamanlar okyanuslarında erimiş halde magma bulunduran bir yapıya sahipti. Çarpışmanın etkisiyle yüzeti kristalleşmeye ve kabuk tutmaya başladı. 3,8 milyar yıl önce meteoritler tarafından bombardımana tutulmasının ardından kabuğun sertleşmesi süreci tamamlandı.
Selene 2007 yılında başlatılan geniş verileri derleme sürecinde geçmişten günümüze oluşan kraterlerin yapılarını inceledi. Ay bize arka yüzünü göstermemektedir. Çünkü Ay Dünya’nın etrafında eşit zaman dilimlerinde dönmektedir.
SELENE Uzay Aracı |
Ay’ın arka yüzü ilk kez 1959 yılında Sovyet uzay aracı Luna 3 tarafından görüntülendi. Bugün artık Ay’ın iki yüzünün de farklı molduğunu biliyoruz. Ay’ın bize dönük yüzünde büyük koyu bölgeler katılaşmış lav izleri ve Ay denizleri (Maria) bulunmaktadır. Bu yüzün aksine diğer yüzde ise parlak kraterler ve dağlık bölgeler bulunmaktadır.
Sovyet Luna 3 Aracı |
Yakın ve uzak bölgelerin tarihsel sürecini araştırmak için Ay’ın kütle çekiminin hesaplanması radyo izlemesiyle mümkün oldu. Bu olay uydudan alınan sinyallerin Doppler kaymasına göre incelenmesidir. Daha büyük veya daha küçük çekimsel kuvvetlerde hızdaki değişim ortaya çıkmaktadır.
Kütle yoğunluklarının özellikle Ay’ın bize dönük yüzündeki denizlerde olduğu ve bunun da ancak volkanik nedenlerle olabileceği farkedildi. Arka yüzünde böyle bir bölge olmadığı için Ay’ın kütle çekiminin düşmesine neden olur. İşte bu farklılığın nedenini bilimadamları volkanik etkenlere bağlamak yerine Ay’a çarpan bir göktaşı nedeniyle olabileceğini düşünmekteler.
Bilimadamları buradaki bilmece çözdüklerini düşünüyorlar. Ay’ın görünmmeyen yüzündeki kraterlerin altında yoğun kütle bölgelerinin izlerine rastlandı. Ay’ın diğer yüzündeki SELENE’den veri akışı sağlayan Kyushu Üniversitesi gökbilimcileri kütle çekimiyle ilgili haritayı yaptılar. Bu veri akışını sağlayabilmek için yüksek bir ekliptik yörüngeye SELENE’nin küçük bir arkadaşı yerleştirildi.
Ay’ın iki yüzeyindeki kütle yoğunluğu farkının ancak Ay’ın içerisinden fışkıran magmayla ilişkili olacağı düşünülmekte. Bu da Ay’ın bize dönük kısmında büyük bir göktaşı çarpması nedeniyle bu yüzde daha yoğun bir magma akışı olduğunu gösterir. Ay yüzeyinde muhtemelen az da olsa su olduğu haritalama işleminde vurgulanıyor. Çünkü Dünyadaki benzer tabakaların oluşumunda suyun çok önemli bir etken olduğu biliniyor.
SELENE radar uydusundan alınan veriler Ay’ın görünen yüzündeki denizlerin altında yansıtıcı bir yapı olduğunu ortaya çıkardı. Ay’ın diğer yüzünde ise volkanik faaliyeletlerin 2,8 milyar yıl önceye kadar sürdüğü tespit edildi.
Kaynak: Physicsworld
0 yorum:
Yorum Gönder