Büyük Patlamanın İzleri Aranıyor


     Genişleyen evren modeliyle ilgili önümüzdeki on yıl boyunca, detaylı ölçümler yapacak olan Gökbilimcilerin, modelle ilgili ciddi kanıtlar ortaya çıkarabilecekleri belirtildi. 13,7 milyar yıl önce büyük patlama ile oluşan günümüz evreninin mikroskobik boyutlarda kalan dalgaların izlenmesi ile aranılan kanıt bulunabilecek.

     Sözkonusu kozmolojik dalgaları Chicago Üniversitesi’nden John Carlstrom önderliğinde kurulan ekip araştırmaya başladı bile. Carlstrom genişleyen evren modelinin kanıtını bulmak için dokuz kişilik bir ekiple Güney Kutbu Teleskopu yardımıyla kanıt aramakta.

     Gökbilimciler genişleyen evren modelindeki en zor testini uygulamaya ve sonuçlarını görmeye çalışacaklar. Test son derece zayıf olan çekim dalgalarına yönelik. Einstein’ın Genel görelilik kuramı’na göre genişleyen evren çok zayıf çekim dalgalarına sahip olması gerekiyor.

     "Bu çekim dalgalarını algılarsak, bu bize evrenin genişlemesi hakkında bilgiler de verecektir.
Böylece evrenin kökeni ile ilgili farklı yorumlarda ortadan kalkacaktır. Çünkü bu farklı modellerin hiç birisi büyük patlama sırasındaki sıcak evrenin, parçacık ölçeğinde dalgalanmayla başladığını öngörmemektedir.” diyor Carlstrom.

     Carlstrom ve Scott Dodelson, 16 şubatta katıldıkları bir panelde bu konu hakkında bilgi verdiler. Paneli izleyenler arasında paralel evrenler kuramını ortaya atan Alan Guth da bulunmaktaydı. 1979 yılında, Guth genişleyen evren modelini birbirine paralel sonsuz sayıda evren kuramıyla açıklamaya çalıştı. Ancak şimdiye kadar bu kuramıyla ilgili hiçbir olumlu kanıt elde edilemedi.

     ”Birbirine paralel evrenler olsa bile bunu ölçme veya hakkında bir kanıt elde etme olanağımız yok” dedi Dodelson.
“Ancak genişleyen evren kuramını araştırabiliriz. Bu kuram aslında iki farklı düzensizlik üzerine dayalıdır. Atomik ölçekte parçacıkların dalgalanmalarıyla başlayan ve hala devam eden süreç zaten bilim insanları tarafından gözlemlendi.

     "Bunlar genellikle, atomik ölçekte olmaktadır. Bunu bizim görmemize imkan yok. Ama evrenin genişleme süreci bu kozmik parçacıkların uzanımına (gerilmesine) neden olabilir. Bu fikir şu haliyle onay alıyor. Öyle ki söz konusu dalgalanmaları şu anda hesaplayabiliyoruz ve galaksilerin bu dalgalanmalar sonucunda oluştuğunu biliyoruz.

Büyük patlamadan günümüze... Resmi büyütmek için tıklayınız.

     İkinci tür düzensizlik tipi ise Einstein’ın tanımladığı uzay ve zamanın bükülmesine neden olan çekim dalgalarıdır. Kozmik düzeye ulaşmak için bu çekim dalgalarını ölçebilecek düzeyde hassas elektromanyetik ışınımı ölçebilecek teleskoplarımız bulunmakta.

     Ekip, teleskoptan alınan verileri incelemenin yanında çekim dalgalarını ölçebilecek bir polarimetre üzerinde de çalışmakta. Güney Kutbu Teleskopu elektromanyetik spektrumda kızılötesi ve mikrodalga dalgaboyları aralıklarını ölçebiliyor.
     Güney Kutbu Teleskopu aynı zamanda karanlık enerjinin gizemini ortaya çıkarabilir. Karanlık enerji, çekimsel alanı yenerek evrenin genişlemesine neden oluyor. Karanlık enerji görünmemekte birlikte dolaylı yönden varlığı bilinmekte. Son birkaç milyar yıl içerisinde oluşan galaksi kümelerinde etkisi görünmekte.

     "Evrenin oluşumuna ilişkin elimizde yeterince veri var. Ancak fiziğin hangi yasalarının bunu gerçekleştirdiğini henüz bilmiyoruz. Genişlemeye neden olan etkinin karanlık enerji ve karanlık madde olduğu düşünülmekte. Önümüzdeki 10 yıl içerisindeki amacımız, bu etkide hangi fizik yasasının etkili olduğunu bulmak olacak.” diyor Dodelson.

Kaynak: Astronomy

0 yorum:

Yorum Gönder