Gökyüzünün Güzellikleri: Maymun Başı Bulutsusu

Prof. Dr. Ethem Derman' ın kaleminden...

Orion takımyıldızında bulunan bu bulutsu bizden 6400 IY uzaklıkta. Gökbilimdeki adı NGC 2174. NGC 2175 açıkyıldız kümesi ile içiçe. Amatör fotoğrafçılar buna Maymunbaşı demişler, ne kadar da haklılar değil mi? Bulutsu bir yıldız dğumevi. Doğmuşlar ve yaşıyorlar ama yeni yıldız oluşturmak için materyal kalmamış, hastahaneyi kapatıp doktorları salıvermiyorlar ama. Buna neden de yeni oluşan yıldızların güçlü ışınım ve rüzgarları ile var olan bulutun dışarı atılması sonucu yeni doğum olmuyor. Görünen parlaklığı 6.8 kadir olduğu için gelecek kış proğramıma aldım bu güzeli.

Bu güzel fotoğrafı amatör gökbilimci Peter Shah çekmiş. Kullandığı filtreler Halfa, SII ve OIII. Birinci filtrede 30 dakika diğer ikisinde 50'şer dakika poz vermiş ve çektiği bu üç görüntüyü işleyerek birleştirmiş. Bu güzel görüntü için teşekkür ediyoruz. Sakın maymun diye beğenmemezlik etmeyin. Ben yaratılanı yaratandan dolayı seviyorum. Gökyüzü her zaman güzeldir. 


Sevgilerimle...

Gökyüzünün Güzellikleri: Maymun Başı Bulutsusu

Devamı...>>

IC 4406 : Dört Köşeli Görünüme Sahip Bir Bulutsu

Yuvarlak bir yıldız nasıl olur da köşeli bir bulutsu meydana getirebilir? 

Bu bilmece, IC 4406'ya benzer gezegenimsi bulutsular incelenirken gündeme geldi. Kanıtlar, IC 4406'nın içi boş bir silindir olduğuna ve köşeli görünümünün de bizim bakış açımızdan silindiri yandan görmenin bir sonucu olduğuna işaret etmektedir. Eğer IC 4406 tepeden görülebilseydi, büyük bir ihtimalle Halka Bulutsusu'na benzeyecekti. Sıcak gaz silindirin uçlarından akıp giderken, koyu renkli toz ve gaz moleküllerinden meydana gelen iplikçikler, çevre duvarları dantel gibi sarmaktadır. Bu yıldızlararası heykelin birinci dereceden sorumlusu olan yıldızı, gezegenimsi bulutsunun merkezinde bulabilirsiniz. Birkaç milyon yıl sonra IC 4406'nın içerisinde görülebilir olan kalan tek şey, solmakta olan beyaz cüce bir yıldız olacaktır.


IC 4406 : Dört Köşeli Görünüme Sahip Bir Bulutsu
         C. R. O'Dell (Vanderbilt Üniversitesi) ve diğerleri, Hubble Miras Takımı, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Bulutsu (GGG)
Devamı...>>

Venüs' ün Yüzeyi ve Kraterleri

Venüs'te, muhtemelen sınırlı bir bilginin ötesinde, levha tektoniği konusunda bir kanıt yoktur. Gezegenin, en azından yakın geçmişinde, geniş bazaltik lav ovalarının püskürmesiyle ve daha sonra da bunların üzerinde yanardağların oluşmasıyla, ısı transferi gerçekleşmiş görünüyor.

 Magellan aracının yaptığı araştırmanın en çarpıcı bulgularından birisi, gezegende çarpma kraterlerinin az olmasıdır. Çapı bir kilometreye kadar olan ve gezegene çarpması halinde, 15 kilometre genişliğinde kraterler açabilecek meteoridler, Venüs'ün atmosferini delip geçememektedir. Ama işin ilginç yanı, daha büyük çaplı kraterlerin de son derece az olmasıdır. İç Güneş Sistemindeki asteroid ve kuyruklu yıldızların gözlenen bolluğu ve Ay yüzeyindeki kraterlerin sayısı, Venüs'e çarpacak göktaşları konusunda bir fikir vermektedir. Bu ise her bir milyon yıl için 1,2 krater olarak düşünülmektedir. Magellan ise, gezegen düzeyine rasgele dağılmış, yalnızca 963 krater sayabilmiştir. Bunun anlamı ise gezegenin ilk 3,7 milyar yıllık tarihine ait kraterlerin, bir biçimde örtülmüş olmasıdır. http://www.yaklasansaat.com/gezegenler/venus/venus.asp

Krater azlığı, Dünya için de geçerli bir olgudur. Kendi gezegenimizde, eski kraterler rüzgâr ve su tarafından aşındırılmaktadır. Venüs'ün yüzeyi, suyu bulunduracak sıcaklığın kat kat üzerindedir. Gezegenin yüzeyindeki rüzgâr hızı da oldukça düşüktür. Erozyon da olmadığından, kraterleri aşındıracak ve sonunda tümüyle silecek süreçlerden, sadece volkanik ve tektonik etkinlikler kalmaktadır. Venüs'teki kraterlerin büyük çoğunluğu, taze görünmektedir. Venüs'te daha çok keskin olmayan, inişli çıkışlı yüzeyler ve aynı zamanda çeşitli geniş çukurlar vardır.

Venera 8 uzay aracı, gama ışını tayfıyla, Venüs kayalarında doğal radyoaktivite ölçümü yaptı. Ve uranyum, toryum ve potasyum oranının, Dünya kabuğundaki volkanik kayalardakiyle aynı oranda olduğu görüldü. Vega 2 den atılan modül Aphrodite bölgesinde, Dünya'da ender bulunan kaya parçaları bulmuştur. Bu tür parçalar, Ay ve Mars'ın daha yaşlı bölgelerinde bulunmaktadır. Bunların yaşları, 3,8 ile 4,6 milyar yıl arasında belirlenmiştir.

Venüs'ün yavaş dönmesinden dolayı,  Güneş rüzgârlarını engelleyen, güçlü bir manyetik alanı, muhtemelen yoktur.

Venüs' ün Yüzeyi ve Kraterleri
                                                                   1991 - NASA/JPL
Devamı...>>

Arp 271'in Çarpışan Sarmal Gökadaları

NGC 5426 ve NGC 5427 sarmal gökadaları birbirlerinin yanından çok tehlikeli bir yakınlıkta geçiyor; ancak büyük bir olasılıkla ikisi de bu çarpışmayı parçalanmadan atlatacak. Gökadalar çarpıştığında, sıklıkla büyük olan gökada daha küçük olanı yutar. Bu örnekte ise, her biri yayılmış uzun kollara ve küçük bir çekirdeğe sahip olan bu iki sarmal gökada, oldukça benzer büyüklüklere sahip..

Gökadalar önümüzdeki birkaç on milyar yıl içerisinde ilerlerken, kütleçekim dalgaları nedeniyle bir araya toplanacak gaz içerisinde yeni yıldızlar doğacak olsa da, mevcut yıldızlar muhtemelen çarpışmayacak. Şili'de bulunan 8 metrelik İkizler (Gemini)-Güney Teleskobu ile çekilen görüntü yakından incelendiğinde, bu iki devi birbirine bağlayan geçici bir malzeme köprüsü ortaya çıkıyor.

İkisi birlikte Arp 271 olarak bilinen etkileşim içerisindeki bu gökada çifti, yaklaşık 130.000 ışıkyıllık bir alanı kaplamakta olup, Başak Takımyıldızı yönünde yaklaşık 90 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.

 

Arp 271'in Çarpışan Sarmal Gökadaları
                   İkizler Gözlemevi, İkizler Çoklu Tayfçekerleri-Güney, ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF)


Devamı...>>

Üçlü Gökada Sistemi: Arp 274

Gördüğünüz Arp 274, (ayrıca NGC 5679 Grubu olarak da bilinir) Başak takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 400 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan ve NGC 5679A, NGC 5679B ve NGC 5679C'den oluşan üçlü bir gökada sistemi.

Merkezi şişkinlikler sarımsı yaşlı yıldızlara ev sahipliği yapar. Adeta birer yıldız üretim fabrikası olan Sağdaki ve soldaki gökadalarda bulunan parlak mavi bölgelerdeki genç mavi yıldızlar ve pembemsi bulutsular sarmal kollardan dışarıya doğru uzanmaktadır. Yıldızlararası toz, parlak arka plana karşı bir siluet gibi görünür. Sağ taraftaki gökadanın hemen üzerindeki iki parlak yıldız, aslında bizim gökadamız içerisindedir.

Üç bileşenli bu sistemin kırmızıya kayma ölçümleri (soldan sağa): 7483 km/sn, 8654 km/sn ve 7618 km/sn'dir. Geleneksel yorumlamaya göre bu üç gökada da benzer bir mesafededir...


 
Hubble Uzay Teleskobu ' nun gözünden Arp 274..


Devamı...>>

Buzların Altında Okyanus Var mı?

Prof. Dr. Ethem Derman' ın kaleminden...

Bu kuramı destekleyen en büyük kanıt gökcisimlerinin içinde oluşumlarından kalan bir sıcaklığın olması. Bezer ikinci kanıt ise tedirginlik etkisi ile uyduların iç ısılarının artması. Çok tipik iki örnek de Jüpiter'in ısıttığı Europa ve Satürn'ün enerji aktardığı Enceladus. Özellikle sonuncu uydunun güney kutbundan fışkıran suyun hemen donarak buz yağmuru oluşturması, ileri sürülen buzların altında okyanus olması kavramını güçlendirmektedir. Jüpiter'in daha dışta bulunan Galileo uyduları Callisto ve Ganymed'de de yine kalın buz katmanının altında okyanuslar olduğu ileri sürülmektedir.

Buradaki fotoğraf ise aynı kavramın Pluto'nun uydusu Charon'a uygulanmış şekli. Charon'un okyanuslarından Pluto'nun görünüşünü bir ressam çizimi ile görmektesiniz. Bu uydu şimdi Pluto ile senkronize olmuş durumda yani bizim ayımız gibi hep aynı yüzünü Pluto'ya göstermektedir. Fakat bu evreden önce sözkonusu tedirginlik kuvvetleri etkiliydi ve Charon'un yüzeyinde ki buzları çatlatmış olabilir düşüncesi Amerikalıları çok sevindiriyor. Bu çatlaklar o kadar derin olabilir ki altındaki okyanusları görme zamanımız geldi diyorlar.

Pluto'nun gezegenlikten atıldığı 2006 yılında "Yeni Ufuklar" adlı uzay aracını NASA fırlattı ve 2015 yılının Temmuz ayında hedefine ulaşacak olan bu uzay aracının göndereceği bilgiler tüm ABD vatandaşları tarafından merakla beklenmektedir. ABD'nin tek bulduğu gezegen Pluto'nun ikinci lige düşürülmesini bir türlü hazmedemiyenlere bilim insanları da duymak istediklerini vermekte gecikmiyorlar. Yüzey sıcaklığı -229 C olan buzlar dünyasından bakalım ne haberler gelecek. Benim ilk beklentim onun da bir halkası olduğu şeklinde.
Sevgilerimle...

Buzların Altında Okyanus Var mı?

Devamı...>>

NGC 2683 : Yandan Görülen Sarmal Gökada

Sarmal gökada NGC 2683'ün merkezinde bir uçtan diğerine uzanan bir çubuk mevcut mu acaba?

Bir çubuğa sahip olan Samanyolu Gökadamıza bu kadar benziyor olunca, insan öyle olduğunu düşünüyor. Gelgelelim, böyle neredeyse tam yandan görünür olunca söylemesi zor.  http://www.bulutsu.org/ggg/ggghakkinda.php

 Öyle yada böyle, kayıtlara NGC 2683 olarak geçen bu muhteşem evren adası kuzey yarımküre takımyıldızlarından Vaşak (Lynx) içerisinde ve bizden yalnızca 20 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Yer temelli Subaru ve uzay temelli Hubble teleskoplarından alınan veri ve görüntülerin birleştirilmesi ile elde edilen bu uzay manzarasında NGC 2683 neredeyse tam yandan görülürken, arka planda da daha uzak gökadalar etrafa yayılmış olarak görünüyor. Kayda değer ölçüde parlak olan gökada çekirdeği, sarımsı ışık saçan çok miktarda yaşlı yıldızdan gelen ışığın karışımından oluşuyor. Yıldızlardan gelen bu ışık aynı zamanda gökadanın yıldız oluşum bölgeleri içerisinde ortaya çıkmış genç yıldız kümelerini ele veren, mavi ışıltılarla bezeli kavisli sarmal kollar boyunca uzanan toz şeritlerini de karaltı haline getirmekte.





NGC 2683 : Yandan Görülen Sarmal Gökada
                                    Subaru Teleskobu , Hubble Uzay Teleskobu, Robert Gendler
Devamı...>>